Endüstriyel Tasarım İş Hayatı. Yeni Mezunları Neler Bekliyor?

Yazımın 5. ve son bölümünde, endüstriyel tasarım bölümünden yeni mezun olmuş genç tasarımcıların iş hayatına adımlarını attıkları anda nelerle karşılaşabileceklerinden, iş başvurusunda nelere dikkat etmeleri gerektiğinden ve endüstriyel tasarımın iş hayatında yaşanan olumlu / olumsuz yönlerinden bahsedeceğim.

Eğer iş imkanları ve çalışma alanlarını merak ediyorsanız Endüstriyel Tasarım nedir? Önemi ve Çalışma Alanları Nelerdir? başlığına gidebilirsiniz. Ayrıca, bir endüstriyel tasarımcının nasıl tasarım yaptığını da Endüstriyel Tasarımcı Kimdir? Ne yapar? Nasıl Tasarlar? başlığında okuyabilirsiniz.

Sonra da kapanış, gerçekten bu bölüm size göre mi? Uğraşmayı isteyeceğiniz bir meslek mi?

 

Yeni Mezun Endüstriyel Tasarımcıları Neler Bekliyor?

mezun endüstriyel tasarım öğrencisi

Endüstriyel tasarım bölümünü uykusuz geçen haftalar eşliğinde ortaya çıkardığınız güzel projeler ve belki de öğrenim süreci boyunca kazandığınız yarışmalar ile bitirdiniz. Hem el çiziminizi geliştirdiniz hem de bilgisayar programlarını iyi kötü öğrendiniz (iyi bilmeniz yararınıza). Sonunda mezun oldunuz ve sıra iş aramaya geldi. İş arama süreci düşündüğünüzden uzun sürebilir ancak bu sizi karamsarlığa düşürmesin. Herkes mutlaka bir yerden başlıyor.

Arkadaş çevrenizin iş bulmanıza katkısı büyüktür. Firmalar genelde referans ile önerilen kişilere öncelik verebilmektedir. Öğrenciyken staj yaptığınız ya da ortak proje gerçekleştirdiğiniz (diploma projeleri vb…) firmalar olduysa sizin için iyi bir fırsat olabilir. Yine de ister referansınız olsun ister referans olmadan doğrudan ilanlara başvurun, işe alım sürecinde yaşayacağınız adımlar aynı olacaktır. Çünkü iş sizde bitiyor.

“Okuldaki başarınız daha yüksek maaş almanızı sağlamıyor. Tercih edilebilirliğinizi artırıyor.”

Birçok yeni mezunun yaşadığı şok burada oluyor. Çünkü siz daha tazesiniz ve iş deneyiminiz yeterli değil. Çalışma hayatında, üniversitedeki başarınızdan çok iş tecrübeniz ön plana çıkıyor. Hatta bazı yerler deneyimli tasarımcı aradıkları için sizinle görüşmek bile istemeyebiliyor. Ya da deneyimli olsaydın şu kadar verebilirdik ama yeni mezun olduğun için bu kadar verebiliriz diyebiliyor. Bilmediğiniz programları da öne sürebiliyorlar. ‘Biz 3dsMax kullanıyoruz ama sen Rhino biliyorsun, bu programı öğrenene kadar zaman geçecek, sana bunu öğrenme fırsatı sunacağız’ diyerek fiyat düşürebilirler.

Böyle durumlara hazırlıklı olun. Bazı yerler çok daha düşük, bazı yerler görece daha iyi maaş önerebilir. Bunu %100 lehinize çeviremeyebilirsiniz, ancak şartları daha iyi hale getirmek kendinizi ifade edebilme becerinize kalıyor.

Mezun olduktan sonra iş hayatına atılmak, sadece yukarıda sıraladığım şekillerde olmayabilir. Siz daha öğrenci iken işe başlamış ve mezuniyetiniz sonrası aynı yerde çalışmaya devam edebilirsiniz. Ya da bir yarışmada derece yapmışsınızdır ve bu sayede işe girmiş ya da yurt dışına yüksek lisansa gitmiş olabilirsiniz. Ya da diploma projenizi birlikte gerçekleştirdiğiniz firma direkt sizinle çalışmak isteyebilir…10 soru 10 tasarımcı. Nedir? Konu başlığında farklı deneyimlere sahip tasarımcıların benzer hikayelerini okuyabilirsiniz.

Yazının devamında öğrencilik hayatında çok iş deneyimi edinmemiş, birkaç freelance iş yapmış, mezun olduğunda hangi iş yerine başvuracağını bilemeyenlere yönelik açıklamalarda bulunacağım.

 

İş Başvurusunda Dikkat Etmeniz Gerekenler

Firmalar yayınladıkları iş ilanlarında detaylı bir iş tanımı, çalışma saatleri, tasarımcı adayında aradıkları özellikleri ve kullandıkları programları yazarlar. Bu detaylarla birlikte iş yerinin adresi de tercih nedenlerinizi doğrudan etkileyecektir.

Evet; iş tanımının, çalışma saatlerinin ve kullanılan programların belirtildiği bir ilan ile karşılaştınız ve ilandaki tüm açıklamalar size uyuyor. Tamam ‘hadi başvurayım’ dediniz. Ancak sizler gibi aradığınız işe talip birçok tasarımcı var! Peki, nasıl öne geçeceksiniz? O kadar tasarımcı arasından daha görüşme yapmadan nasıl dikkati üstünüze toplayacaksınız? Belki de şirketin kullandığı tasarım programını bilmiyorsunuz ama öyle bir farkınız var ki, şirket yine de sizi tercih edecek! Nasıl?

Endüstriyel Tasarımcının Kimliği; Portfolyo

endüstri ürünleri tasarım portfolyosu

İş başvurularında dikkat çekmenin ve ön plana çıkmanın yolu hem kişiliğinizi hem de işlerinizi anlatan bir portfolyo hazırlamaktan geçiyor. (Web siteniz varsa nefis olur.) Çünkü; Portfolyo bir tasarımcının kimliğidir.

Portfolyonun ne kadar önemli olabileceğini basit bir örnek ile açıklayayım. Bir firma için iş başvurusu yapıyorsunuz ve başvurduğunuz pozisyona yalnızca 1 kişi işe alınacak. Toplamda 10 başvuru olduğunu varsayalım. O firma, yoğun iş temposu içerisinde her başvuran ile görüşecek zamanı olamayacağından, ilgisini çeken az sayıdaki tasarımcılarla görüşmeyi tercih edecektir. Bu az sayıdaki tasarımcıları da portfolyolarının içeriklerine göre değerlendirecektir. Son karar yapılacak yüz yüze görüşmeye bağlı olsa da çağrılanların arasında olmanız, hazırlayacağınız etkileyici portfolyonuza bağlıdır.

Peki bu etkileyici portfolyo nasıl hazırlayacaksınız? Bunun için dikkat edilmesi gerekenleri 12 maddede özetlediğim  Portfolyo Nasıl Hazırlanmalı? Nelere Dikkat Edilmeli? konu başlığına tıklayarak gidebilirsiniz.

Endüstriyel Tasarım Portfolyo İçeriği Nasıl Olmalı?

Burada dikkat etmeniz gereken bir diğer konu, başvuru yaptığınız firmanın çalışma alanına göre portfolyo içeriğinizi belirlemeniz. Elektronik sektöründeki bir firmaya göndereceğiniz portfolyo mobilya tasarımlarıyla doluysa, pek ilgi görmeyebilir. Yine de bir iki farklı örnek koymakta fayda var. Farklı alanlardaki deneyimleriniz her zaman dikkat çekecektir.

Portfolyo içeriğinde; özgeçmişiniz, okul projeleriniz, varsa freelance işleriniz, çizimleriniz (çizim kabiliyetinizi gösterebilmeniz için önemli) olmalı.

endüstriyel tasarım portfolyosu
Yukarıda eşimin mezun olurken hazırladığı 2014 senesine ait portfolyosu ile 2009 senesinde mezun olduktan sonra hazırladığım kendi portfolyomdan birkaç sayfayı görebilirsiniz. Burada; giriş sayfası, içindekiler, CV ve tasarımların anlatıldığı sayfalar konusunda fikir veren sayfalar mevcuttur. Kendinize ait bir tarz oluşturmanız ve yorumlayabilmeniz için bir çok örnek çalışmayı incelemenizi öneririm.

Mülakatlarda Kendinizden Emin Olun.

Çalışmalarınız güzel, portfolyonuz düzenli. Ancak size soru sorulduğunda ya da çalışmalarınızı anlatmanız istendiğinde verdiğiniz cevaplar çekimser kalıyorsa bu durum pek olumlu karşılanmayabilir. Tabi ki heyecan ve ilk iş görüşmesi deneyimi nedeniyle bazı şeyleri istediğiniz gibi yapamayabilirsiniz. Merak etmeyin, görüştüğünüz kişiler bunları ayırt edebilecek donanımdalar.

Görüşmeye gitmeden önce kendinize bir öz eleştiri yapın. Ne eksikleriniz var, neyi daha iyi yapabilirsiniz bir sorgulayın. Bunların farkında olun ki; heyecanın tavan yaptığı noktada hazırlıksız yakalanmayın. Hatta belki de eksik olduğunuz ama öğrenmeyi çok istediğiniz bir konuyu o firmada öğrenebileceğinizi düşünüyor ve de bunun için orayı tercih ediyorsanız; bu gibi detayları çekinmeden söyleyebilirsiniz.

Görüşmede, neden kendileri ile çalışmak istediğinizi, ne öğrenmeyi düşündüğünüzü, onlara ne katabileceğiniz gibi çeşitli sorular gelebilir. Kendinizi nasıl ifade edebileceğinizi görmeleri için güzel sorular. Bazen de hiç soru sormadan direkt kendinizi anlatmanızı isteyebilirler. Bu nedenle sadece sorulara verilecek cevaplarınız olmasın, anlatacak hikayeleriniz de hazır olsun.

Şöyle giyinmelisiniz, saçınıza böyle dikkat etmelisiniz şeklinde önerilerim olmayacak. Firmadan firmaya bu durum değişkenlik gösterebiliyor. Sadece şunu belirtmek isterim; kendiniz olun. (tabi bu görüşmeye parmak arası terlikle gideceğiniz anlamına gelmiyor:)

İlk İş Yeri Deneyiminin Önemi.

endüstriyel tasarımcı

İçinize sinmese de şartları kabul ettiniz ve işe başladınız. Çünkü bir yerden başlamanız gerekiyor. Çalışma şartlarınız çalıştığınız yere ve size bağlı olarak aynen devam edebilir ya da şartlar daha iyi hale gelebilir. Ancak, genelde ilk iş yerlerinde (kurumsal firmalar hariç) şartlar daha iyi hale gelemeyebiliyor ve iş değiştirmeniz gerekebiliyor.

İş hayatında genellikle 2 ya da 3 yıllık çalışanlar görece daha deneyimli sayılmaktadır. Dişinizi sıkın ve çalışmaya devam edin, edinebildiğiniz deneyimi kazanmaya çalışın. Deneyim kazandıkça, vizyonunuz geliştikçe, düşünceleriniz ve fikirleriniz sizi daha iyi seviyeye kendiliğinden getirecek (mücadele ettiğiniz sürece). Güzel de işler yaptıysanız, portfolyonuzu güncelleyerek daha iyi şartlarda iş bulmanız, ilk zamanlarınıza kıyasla kolay hale gelecektir.

Aslında ilk iş yeri hem deneyim kazanma hem de acemiliği atma açısından bir tasarımcının kırılma noktasıdır. Bu nedenle alacağınız maaştan öte (tabi ki haklarınızı vermesi koşulu ile), çalıştığınız firmanın size neler katacağına odaklanmanız gelişiminiz açısından daha önemli. Yaratıcılığınızı kullanamadığınız, ancak başlangıçta çok para kazanabileceğiniz bir yer sizin zamanla körelmenize bile neden olabilir.

Portfolyo Çok da Şart Değil Diyenler…

‘Mezun olduktan sonra ben kendi işimi yapacağım, firmada çalışmayacağım ki, ne gerek var portfolyoya’ diyebilirsiniz. Demeyin, çünkü bu sefer de müşterilere ben bu işi yapabilirimi göstermeniz için portfolyo şarttır.

Sırf portfolyonuzu inceleyip içeriğindeki işleri beğendikleri için bile sizinle çalışmayı isteyebilirler. O derece önemlidir yani. Mümkünse kendinize ait bir web sitesi ve kartvizit tasarlamalı ve yola koyulmalı.

Kendi işinizi yapmak ve çalışma hayatı ile ilgili detaylı bilgileri endüstriyel tasarım iş hayatı başlığında açıklamaya devam edeceğim.

Endüstriyel Tasarım İş Hayatı

endüstriyel tasarım
Bu görsel core77.com sitesinden “Land Rover’ı Başarılı Kılan Tasarım İlkeleri” konu başlıklı blogtan alınmıştır.

Mezun olduktan sonra karşılaştığınız ilk problem, işe girerken istediğiniz şartları sağlayamamak oldu. (Belki de sağladınız, umarım öyle olmuştur). Çalışma hayatına adımınızı attınız ve sizlere projeler veriliyor, siz de çiziyor ve tasarlıyorsunuz. Üniversitede devamlı yeni fikirlerin peşinde koşarak tasarladığınız ürünler gibi bambaşka ürünler tasarlamak ve gerçekleştirmek istiyorsunuz.

Hazır olun, karşılaşacağınız ikinci problem ise; çok güzel tasarladığınız ürünler için devamlı üretilmez, çok pahalı olur, abi maliyet kurtarmaz, kalıptan bu şekilde çıkaramayız gibi birçok olumsuz geri bildirim olacaktır. Bu geri bildirimlere çözüm bulmak sizi geliştirecek ve bakış açınıza yeni bir açı ekleyecek.

Endüstriyel Tasarım İş Hayatında Üretim Kısıtları

production robotik

3. Bölümde Endüstriyel tasarımcı ne yapar nasıl tasarlar konu başlığında “hem tüketici hem de üreticinin şartlarını göz önünde bulundurur. Üretim teknikleri sınırları dışına çıkmaya çalışarak ve kullanım senaryolarıyla tüketicilere yeni bir deneyim sunarken, tasarımların üretilebilir olması için de çözüm arar.” diye belirtmiştim. İşte yaratıcı düşünce ve fikirleriniz burada da devreye giriyor.

Firmalar ürünleri olabildiğince ucuza mal etmek isterler. Çoğu zaman bu istek, ürünün kalitesini ve özgünlüğünü etkiler. Tasarımcılar da bu noktada o ürünün kalite algısını yükseltmek ve tercih edilir kılmak için devamlı çözüm ararlar. Sonuçta firma kar etmek istiyor. Dolayısıyla bir ürünü ucuza mal etmek yadırganmamalı. Ama, burada denge önemli.

Bu amaçla bir tasarımcının neyi neden çizdiği çok önemlidir! Okulda da karşılaşacağınız “her canının istediğini çizemezsin” lafı bunun içindir. Düşünce ve fikirlerinizin bir temeli yok ise, önerinizin değeri de kalmaz.

Teknik Altyapı ve Taleplerin Endüstriyel Tasarım ile Bağlantısı

Seri üretilecek yeni bir ürün için ideal süreç, ürünün tasarımı tamamlandıktan sonra altyapının (elektronik kart vs.) bu tasarıma göre hazırlanmasıdır.

Ancak, bazı durumlarda tüm altyapı bellidir ve o altyapıya göre yeni bir ürün tasarımı istenir. Bunun sonucunda; farklılaşabilmek için yapılabilecek olasılıklar kısıtlanmış oluyor ve üretim şartları ile maliyet de işin içine girince süreç biraz daha zorlaşıyor. Bu nedenle aklınızdaki pek çok fikri gerçekleştiremiyor oluyorsunuz.

Tasarımı, ürün üzerindeki dengeyi ve tüm proporsiyonu bu şartlarda tamamladıktan sonra altyapının değişmesi ise tam bir işkence. Pek çok şey sil baştan!!! (Çok sık olmamakla birlikte, üretim tekniği, üretici kabiliyeti ve maliyetten ötürü nadiren böyle bir durum yaşanabilmektedir.)

Bir Çıt Kaydıralım, Bir Tık Daha Büyüsün

karikatür
Yiğit Özgür’ün kaleminden.

Altyapının değişmesi, üreticinin o tasarımı üretebilecek kapasitesinin olmaması ya da maliyet azaltma çalışması gibi teknik nedenlerden dolayı ürünün tasarımında değişikliğe gitmek gerekebiliyor. Fakat bu değişiklikler bazen de sırf müşterinin zevki doğrultusunda da gerçekleşebiliyor. İş yaptığınız kişiler ne istediklerini bilemedikleri gibi, tarzı sizinkinden çok farklı da olabilir. Bu nedenle bitmek bilmeyen değişim döngüsü içerisine girebilirsiniz.

Aslında bu durumda yanlış bir şey yok, karşınızdaki kişi sizden bir hizmet talep ediyor ve karşılığını görmek istiyor. Dolayısıyla taleplerini yaptırmak istiyor… İşimiz, tasarımlarla müşteriyi memnun etmek. Ama müşterilerin her istedikleri doğru olmayabilir, onları yönlendirmek ve olması gerekeni de savunmak işimizin bir parçası. İşin bu kısmının zorluk derecesi, iş yaptığınız kişinin vizyonuna bağlı.

Endüstriyel Tasarım Sürecinde Zaman Baskısı ve Teslim Tarihi (Deadline)

endüstriyel tasarım zaman

İdeal çalışma koşullarında, başlanan tasarıma belirli bir süre tanımlanır. Bu tanımlanan süre içerisinde araştırma yapılır ve eskizlerle tasarıma başlanır. Sonrasında, ölçüleri de belirlenerek modellenir ve sunum haline getirilir. Prototip hazırlanır, alternatif seçilir ve üretim süreci başlar.

Evet, gayet güzel ilerliyor her şey. Fakat gerçek hayatta, her şey üst üste gelerek zaman planlaması olması gerektiği gibi olamayacak. Eski yaptığınız tasarımların bitmek bilmeyen üretim takipleri ile yeni tasarım süreciniz çakışacak. Yeni tasarım bazen o kadar acildir ki, teslim tarihine yetişebilmek için gece gündüz çalışmanız gerekecek. “Bu kez yetişmeyecek galiba” diyecek ama yetiştirmeyi yine başaracaksınız.

Çünkü tasarım süreçlerinin doğası böyle. Bu durum, firmaya göre daha kötü ya da az kötü olabilir:)

Kendi İşini Kuran Endüstriyel Tasarımcılar ve Freelance Çalışanlar

serbest meslek kendi işin

Bu konu için kendi işini yapanlar çok daha net ve dolu bilgiler verebilir. Yine de öğrenciyken ve kurumsal firmada çalışmaya başlamadan önce deneyimlediğim birkaç tecrübeme dayanarak genel şeylerden bahsetmek isterim.

Öncelikle şunu diyebilirim ki, evet bu işte patron sizsiniz ancak, asıl patronunuz bu kez müşterileriniz. Çünkü, patronun değil müşterinin istekleri ile mücadele ediyorsunuz. Bu nedenle para kazanabilmek için onları ikna etmeye harcanan efor, tasarıma harcanan efor kadar olabiliyor. Ayrıca vergilendirme konuları bir hayli canınızı sıkabilir, iyi bir muhasebeci bulmanız pek çok hesaplama işinde sizleri güzel yönlendirmesi konusunda iyi olacaktır.

Tercih edilebilir olmak ve tanınmak için geniş bir çevre bu çalışma şeklinin en temel şartı diyebilirim. Çünkü tanınmayan bir kişiye iş vermek, karanlık bir odanın ışığı açılmadan önce o odada ne olduğunu bilmemeye benzer. Kişisel portfolyo, oda içerisindekiler hakkında fikir verebilir ama odanın ışığının açık olması için birilerinin önceden o odaya girmiş olması gerekir.

Çalışma saatleri çok daha esnek, çok daha rahat ya da çok daha yoğun olabilir. Birbirinden farklı olan bu çalışma temposu, tasarımcının ne kadar para kazanmak istediğiyle orantılıdır. Ama kendi işini yapmanın en temel farkı, bir sonraki iş ne olacak? Ne kadar para kazanabileceğim? Para kazanabilecek miyim? Ödememi alabilecek miyim? gibi sorulardır. Çünkü gelen işlerin yoğunluğuna bağlı olarak bir ay çok güzel kazanmışken, diğer ay hiç kazanamayabilirsiniz. (Gerçi bu durum bütün meslekler için geçerlidir.)

Bu çalışma şeklinde, firmada çalışırken kazanılabilecek paradan çok daha fazlasını kazanma potansiyeli mevcuttur. Bu da yukarıda bahsettiğim gibi tasarımcının çevresine, kendini ifade ediş biçimine, iletişimine, müşterileri ikna etme kabiliyetine ve de tasarım çizgisiyle insanları memnun edebilmesine bağlıdır.

Hep mi Olumsuzluk Hep mi Zorluk? Endüstriyel Tasarım Mesleğinin Avantajları.

iyi kötü yönler

Hiçbir meslek %100 kolay, muhteşem ve toz pembe değildir. Her mesleğin zorlukları vardır. Burada bunları açıklamamın nedeni, okurken ‘ben bunu yapabilirim, ya da yapamam ya’ diyebilmeniz için fikir vermek. Peki, bu zorluklar sizi endüstriyel tasarımdan soğuttu mu? ‘Çizmekten tasarlamaktan hoşlanıyorum ama bu şekilde mücadele etmek ve sürekli yoğun çalışmak bana göre değil’’ mi diyorsunuz?  Öyleyse biraz da endüstriyel tasarımın meslek hayatındaki güzel ve eğlenceli taraflarına değinerek neden tasarımcılar bu meslekten keyif alıyor bahsedeyim.

“Tasarlanan bir ürün, o tasarımcının bir parçası, çocuğu gibidir.”

Bir bebek düşünün; doğar, büyür ve yetişkin bir birey haline gelir. Gelişim sürecine katkıda bulunan anne baba bu süreçten inanılmaz bir keyif alır, çocuğunun iyi yerlere geldiğini görünce gururlanır.

İşte, fikir aşamasındaki bir ürünün kağıt üzerinden, elle tutulur hale gelmesi de benzer bir duygudur. Bir tasarım doğar, büyür, olgunlaşır ve kendi ayakları üzerinde durur hale gelir yani raflarda yerini alır. Bu süreç tasarımcıyı manevi olarak mutlu eder. Çünkü sürecin sonunda o tasarım, yüzlerce belki de yüzbinlerce kullanıcının birer parçası olarak, yaşam biçimlerine yön veren bir ürün haline gelecektir.

Birçok şehir ya da ülke de bu şekilde bir parçanızın olduğunu hayal edin? Belki de mesleğin en tatmin edici tarafı budur. Hele bir de tasarladığınız ürünü sevdiğiniz birine hediye ettiğinizi düşünün.

“Başarı; araştırmayı, gezmeyi, deneyimlemeyi kısaca aktif olmayı gerektirir.”

tasarım için pozitif yol

Pek çok insan için gezmek zaten başlı başına eğlenceli ve keyifli bir aktivitedir. Endüstriyel tasarımda da tasarımcının kendisini geliştirebilmesinin yollarından biri de, zihnini görsellerle besleyebilmesi için gezmektir. Eğer, elektronik, mobilya, fuarlar, bilgisayarlar, bahçe işleri gibi ilgi alanınıza göre pek çok şeyden keyif alıyorsanız ve de bunların bulunduğu mekanlardan gezmek size keyif veriyorsa o zaman işiniz çok kolay. Kendinizi kolaylıkla besleyebilirsiniz.

Bir endüstriyel tasarımcı mağaza gezerken ürünleri sadece müşteri gözüyle incelemez, aklından bir dolu fikir ve farklı çözüm arayışı geçer. Ne kadar çok gezerse bilinç altına işlenen çözümler, formlar, detaylar, renkler de o oranla artar. Bir müşteri veya birey olarak endüstriyel tasarımcı kendi hayatında da güzeli beğenir, detaylara dikkat eder, problemi çözer, eleştirir ve araştırır. Kısacası mesleği hayatının bir yansımasıdır.

Yalnızca mağaza gezmek değil, yaşadığımız çevrenin, gittiğimiz şehir ve ülkelerin kültürlerini de öğrenmek adına sokaklarını, yaşam alanlarını, müzelerini ziyaret etmek ve insan davranışlarını gözlemlemek işimizin bir parçasıdır.

Sadece Türkiye sınırlarında değil, yurt dışında da birçok fuar ve tasarım haftaları düzenlenmekle. Tasarımcılar, çevresini ve vizyonunu buralarda geliştirmektedir. Değişen ve yenilenen tasarım ve yaşam üzerine trendler buralardan takip edilebilmektedir. Ayrıca sırf trend takibini yapan ve bu alan üzerine yoğunlaşan tasarımcılar da mevcuttur. Yani endüstriyel tasarım, tasarımcının yetenek ve tercihine göre çalışma alanı oldukça geniş bir meslektir.

Son Söze Doğru;

Endüstrinin öneminin hiç bitmediği günümüzde Endüstriyel tasarımcılara her zaman iş olacaktır. Zaman içerisinde farklı iş kolları ile yeni çalışma alanları da açılmaktadır. Otomasyonun gelişmesi nedeniyle, bazı mesleklerde makinelerin çalışanların yerine geçmesine neden olmuştur. Yapay zekanın da benzer hızla gelişiyor oluşu, otomasyon gelişimi gibi farklı sektörlerde de insanların yerine geçebileceği tartışma konusu. Mesela; Cosmopolitan of Las Vegas Hotel, Radisson Blu Edwardian Hotels, Hilton Worldwide otellerinde yapay zekalar, müşterilerin istek ve şikayetlerini dinleyerek onlara yardım etmeye başlamış olup, yaygınlaşarak standart haline gelmesi kaçınılmaz bir durum haline gelmiştir.

Peki, bu gelişen teknoloji, yapay zeka endüstriyel tasarım yapabilir mi? Kişisel yeteneğe ve soyut kavramlar üzerinden ilerleyen bizim mesleğimizde durum biraz daha farklı.

industrial design

willrobotstakemyjob.com web sitesinde yapay zekanın yerimizi alıp alamayacağını test ettiğimizde, bu mesleğin halen insanların yapacağı güvencesi mesleğin önemini ve zorluğunu gösteriyor. Dilerseniz farklı meslekleri de link üzerinden deneyebilirsiniz.

 

Gerçekten Son Söz;

endüstriyel tasarım

Endüstriyel tasarım hakkında aklınızda soru işareti kalmayacak şekilde ve bu bölümün size uygun olup olmayacağına karar verebilmenize yardımcı olabilmek adına bilgim ve tecrübelerim dahilince yazmaya çalıştım. Tekrar belirtmek isterim ki, bu bölümde çok güzel çizmek yeterli değil. Çizim becerisi yapbozun yalnızca bir parçasıdır.

Fikirleri anlatabilmek için çizebilmek önemli bir faktör olsa da, üretim ve kavram alanında çözümler bulabilmek için her zaman çizim yeteneğine gerek olmuyor. Farklı düşünebilmek, yenilikçi arayışlar içerisinde olabilmek, belli bir seviyeye kadar teknik detaylardan anlayabilmek, araştırabilmek, iletişim kurabilmek, sunum becerisine sahip olabilmek bu yapbozun diğer parçalarıdır. Dolayısıyla bu bölümü seçerken artıları ve eksileriyle anlattıklarımı tüm bu yazdıklarımı kendi içinizde mutlaka değerlendirin.

Fikirlerinizi somutlaştırmak sizi ne kadar heyecanlandırıyor? Eğer cevabınız evetse şimdiden aramıza hoş geldiniz 🙂