Endüstriyel Tasarım Öğrencilerini Üniversite Hayatında Neler Bekliyor?

Önceki bölümlerde endüstriyel tasarımın öneminden ve tasarımcıların ürünleri nasıl tasarladıklarından bahsetmiştim. Peki, biz tasarımcılar nasıl bir eğitim görüyoruz? Hangi üniversitelerde okuyoruz? Üniversite hayatında neler yaşıyoruz ve iş hayatına atılana kadar kendimizi nasıl geliştiriyoruz?

Yazımın 4. Bölümünde üniversite hayatında endüstriyel tasarım öğrencilerini nelerin beklediğinden, nelerin öğretildiğinden ve bu bölümü hangi üniversitelerde okuyabileceğinizden, devamı olan 4,5. Bölümünde de yarışmalardan, stajlardan, Erasmus eğitim programından, workshoplardan bahsedeceğim.

 

Üniversite Hayatında Sizleri Neler Bekliyor?

“Üniversite hayatında rahat bir öğrenim döneminiz olacak mı?”

Endüstriyel Tasarımı çok istediniz. Stresli geçen üniversite hazırlık dönemi ve sınavı sonrasında bu bölümü nihayet kazandınız. Artık rahatsınız ve rahat olacağınızı düşünüyorsunuz. Peki, lise hayatından sonra üniversitede rahat bir öğrenim döneminiz olacak mı? Bu sorunun cevabı (açık konuşacağım) maalesef hayır. Hayır mı?

Bunun iki sebebi var, şöyle ki;

Birinci sebep; Okulun ilk yılı ders ve ödevler bakımından oldukça yoğun (1). Şahsen çizim yapmayı her ne kadar çok seviyor olsam da özellikle bu ilk sene benim için bile gerçekten yorucuydu. Çünkü paragrafın başında da belirttiğim gibi bu bölümün özellikle ilk senesi, sayısız uygulama ödevlerinden dolayı oldukça yoğun (2).

Tamam, belki çizim ödevleri yapmak keyifli ama teorik derslerle devamlı çakışması ve bu ödevlerin ciddi zaman alması zorluğu artırıyor. Sonuçta gençsiniz, arkadaşlarınızla dışarıya çıkmak en doğal hakkınız. Zaman planı becerinizi ve uykusuzluğa karşı direncinizi iyi geliştirmeniz gerekiyor.

İkinci sebep; Çoğu öğrenci için genelde ilk yılın sorgulamayla geçiyor olması. Yani ilk sene; “bu bölüm gerçekten size uygun mu? Ödevler ve çalışma yöntemleri yapabileceğiniz ve yapmayı isteyeceğiniz şeyler mi? Hayatınızı bu işle gerçekten geçirmeyi istiyor musunuz, yoksa böyle bir şey beklemiyor muydunuz?’” gibi soruları sorguladığınız ve cevap aradığınız sene oluyor.

Cevap arayışınız ders yoğunluğuyla (3) da birleşince zorluk artıyor. Bu nedenle öğrencilerin pek çoğu genellikle ilk senesinde bölümü bırakıyor. Ancak cevaplar sizin için olumlu oluyorsa zaten devam ediyorsunuz;) “Bölümü bırakmayı düşündünüz mü?” Sorusunu piyasada deneyimli 10 farklı tasarımcıya da sordum, “10 Soru 10 Tasarımcı Nedir?” konu başlığından cevapları okuyabilirsiniz.

“Çizmeyi, tasarlamayı, araştırma yapmayı ve sunum yapmayı seven biri iseniz üniversite hayatındaki bahsettiğim olumsuzluklar sizi korkutmasın.”

Bahsettiğim bu yoğunluk (4) ve hayır cevabı aslında gözünüzü hiç korkutmasın. Sürecin mantığını kavrayınca ve düşünce yapınız geliştikçe, işler sizin için keyifli hale gelmeye başlayacak. Ayrıca okulun son yıllarına doğru yoğunluk (5) bi’ çıt azalıyor. Çizmeyi, tasarlamayı, araştırma yapmayı ve sunum yapmayı seven biri iseniz sizin için tek zorluk; bol kahveli, sabahlamalı ve uykusuz geçecek proje teslim haftaları olacaktır. (Proje teslim haftası ile ilgili detaya birazdan geleceğim.)

“Üniversitede ömür boyu sürecek arkadaşlıkların temelleri atılacak.”

Yalnız olmayacaksınız. Sizler gibi aynı zorlukları yaşayan sınıf arkadaşlarınız da isyan edecek. Birlikte isyan edeceksiniz! Bu yoğun (6) dönemlerde paylaşacağınız anılar, yardımlaşmalarınız, yıllar sonra hala devam edecek dostluklara da zemin hazırlayacak.

“Öğrenim süreci boyunca bol bol para harcamaya hazır olun!”

çizim maket cetvel

Harçlıklarınızı biriktirin! Ya da part time çalışmanın yollarını bulun. Boya kalemleri, markerlar, toz pasteller, cetveller, kağıtlar yapacağınız çizimler için alacağınız malzemelerden bazıları. Ayrıca straforlar, kartonlar, mukavva, el aletleri gibi malzemeler de yapacağınız maketler için gerekli olacak. Ortalamanın üzerinde güçlü bir bilgisayara da ihtiyacınız olacak. Sunumlarınız için ozalitçiden de bolca baskı alacaksınız.

Gördüğünüz gibi masraflarınız bir hayli çok olacak. Ama emin olun ortaya çıkan işler bu masraflara değiyor ve çözüm yolu her zaman var.

Endüstriyel Tasarım Üniversite Hayatında Neler Öğretiliyor?

Yazının başından beri sürekli “şöyle yoğun böyle yoğun” deyip durdum (6 defa).  Peki bu yoğunlukta neler öğretiliyor? Tasarlama işi nasıl oluyor, nasıl öğretiliyor, nasıl öğreniliyor?

Lise yıllarımda, hep merak ederdim; tasarımcılar bir ürünü çizmeye nereden başlıyorlar, fikirler kafalarında nasıl oluşuyor, ilk çizgi nasıl atılıyor, kime göre neye göre tasarlıyorlar, nasıl oluyor da oluyor? 1. sınıfta Tasarıma Giriş dersinde bunun mantığını çok güzel anlıyorsunuz ve devamında bunun gibi pek çok konuda aydınlanma yaşıyor olacaksınız.

Tasarım ve sanat üzerine temel bilgiler size aktarılıyor olacak. Sormayı, sorgulamayı ve farklı düşünmeyi öğreneceksiniz. Teknik resim, ölçeklendirme vb. sayısız uygulama ödevleriyle ve de proje dersleri ile tasarlama becerisi doğrudan refleksiniz haline gelecek.

Ergonomi kelimesini çok duyacaksınız. Sizin için en önemli kriterlerden biri olacak.

Maket dersinde tasarladığınız ürünlerin maketini çeşitli malzemelerle yapmayı öğreneceksiniz. Aşağıdaki görselde üniversite dönemi boyunca yaptığım maketlerden bazılarını görebilirsiniz.

baykuş telefon araç maket

Hocalarınız, her canınızın istediğini neden yapamayacağınızı çok güzel anlatıyor olacak. “Attığın taş ürküttüğün kuşa değmeli”, “Ters açı var kalıptan çıkmaz” ya da “Bunu nasıl ürettireceksin?” cümlelerini/sorularını bolca duyacaksınız. Merak etmeyin, bu konuda pek çok şey öğrenebileceksiniz, cevap verebiliyor olacaksınız.

Tasarlanmış bir ürünün haklarının nasıl korunacağını, tescil nasıl alınması gerektiğini, patent ile tasarım tescili arasındaki farkı… kısaca yaptığınız işleri koruma altına almanın yollarını öğreneceksiniz.

Sadece ürün tasarlamayı değil, 2 boyutlu grafik anlatımlar üzerinde de bilgileneceksiniz. Bilginiz bir grafik tasarımcı kadar olmayacak olsa da (ama ilginiz varsa bu konuda kendinizi geliştirebilirsiniz), pek çok alanda kendinizi, ürünlerinizi anlatabiliyor olacaksınız. Portfolyo bunun için en iyi örnek diyebilirim.

Arkadaşlarınız arasında “Ver suyu”, “sabunlama”, “s*çtım mavisi”, “makinayı rendera bıraktım” gibi tabirleri bolca kullanacaksınız. Bunlar da arkadaşlarınızdan öğreneceğiniz başlıca tabirler olacak. Ne anlama geldiklerini okula girince anlayacağınız için konuyu uzatmıyorum.

Tasarlamaya yönelik çizim dersleriyle birlikte 3 boyutlu modellemeyi öğreneceksiniz. Bu sayede kendinizi sadece kelimeler ile değil, fikirlerinizi ve ortaya çıkaracağınız işleri artık çizimleriniz ve modellemeleriniz ile ifade edebiliyor olacaksınız.

Çizim ve Modellemenin Önemi?

Çizim ve modelleme programları okulda yeterince öğretilemezse eğer, kendinizi ayrıca geliştirmek için çabalayın derim. Çünkü insanlar düşüncelerinizi okuyamaz. Kelimelerle saatlerce ifade edeceğiniz formlar o kişinin zihninde bambaşka canlanabilir. Buna karşın, hızlıca kağıda dökeceğiniz bir eskiz ya da bilgisayarda oluşturacağınız 3 boyutlu modelleme anlaşılmanızı ciddi ölçüde kolaylaştıracaktır.

Bu nedenle fikirlerinizi kolaylıkla anlaşılır şekilde karşınızdakine aktarabilmek için ‘eskiz’ ve ‘3 boyutlu çizim becerisi’ bir kuşun uçabilmesini sağlayan kanatlar kadar önemlidir.

Peki ne kalitede çizim yapmalı? Çok kaliteli çizim yapmak şart mıdır? Biraz bu konuya değinelim.

Çizim Yeteneği Endüstriyel Tasarım İçin Gerekli mi? Çok İyi Çizmek Şart mı?

Aşağıda 2006 yılında güz dönemi proje dersinde çizdiğim eskizler ile konuyu açıklığa kavuşturmaya çalışayım.

endüstriyel tasarımcı marker boyama yapar

Bu eskizleri, aklımdaki fikirleri hocam ile üzerinden konuşabilmek ve çözüm aramak için çizmiştim. Çizimleri incelediğinizde fikrimin; şeffaf bir kabine sahip, merdiven ile içeri girilebilen ve 2 kişilik bir deniz aracı olduğunu anlıyorsunuzdur.

Eğer bu çizimleri yapmadan düşüncelerimi direkt sözlü olarak anlatıyor olsaydım aklınızda ne canlanırdı? Benim ne düşündüğümü bu kadar net anlayabilir miydiniz? Yine anlardınız ama bu kadar kolay olur muydu?

Çizim yeteneği işte bu yüzden önemli. Peki çizimler mükemmel olmalı mı? Bence anlatılmak isteneni anlatması yeterli. Ha çok iyi çizebiliyorsunuzdur bunun başka avantajları var elbet, buna sonra değineceğim. Özetle, bir tasarımcı anlaşılır kalitede çizim ile kendisini ifade edebilmeli diye düşünüyorum. Bu yetenek, o tasarımcının düşüncelerini form olarak çok daha özgür bir şekilde aktarabilmesini, anlaşılmasını, sonuca kısa yoldan ulaşabilmesini sağlayacaktır.

“İyi de ben çok iyi çizemiyorum, ama çok iyi modelleme yapabiliyorum, farklı fikirlerim var düşüncelerimi bu şekilde aktarabiliyorum. Tasarımcı olamaz mıyım?”

Zaten çizim kalitesinin mükemmel olması şart değildir demem bu yüzden. Farklı düşünebilme ve sorgulayabilme yeteneğiniz varsa, 3 boyut algınız da iyiyse eğer; karalayacağınız basit çizgiler bile yeterli olacaktır fikrinizi anlatmaya. “Çizim” burada bir araç, amaç değil. Çünkü amacımız ürün tasarlamak. Dijital ortamda gerçekleştireceğiniz modelleme, çok şeyi açıklığa kavuşturacaktır.

Eskizlerini gördüğünüz fikrimin, bitmiş halini aşağıda görebilirsiniz. Soldaki gibi çizim yapamıyor olsanız bile, sağdaki gibi dijital ortamda fikrinizi görselleştirebilirsiniz. Gördüğünüz gibi, çizim yapamıyor oluşunuz bir engel değil.

3b modelleme render

Gözlemlediğim kadarıyla çizebilmek evet bir avantaj. Böylece tasarımcı, fikirlerini daha etkileyici bir şekilde ifade edebiliyor. Düşüncelerini zorlanmadan kağıda dökebiliyor. İnsanlar artistik çizimlerden daha çok etkileniyor ve keyif alıyor. Bu da dikkat çekmenizi sağlıyor. Başarılı çizimlere bakmak gerçekten keyifli, bunu es geçemeyiz:)

Ancak her iyi çizim iyi tasarım demek değildir. Her iyi çizen tasarımı da iyi yapabiliyor anlamına gelmiyor. Tasarım süreci ile çizim arasında iyi denge kurulmalı. Çünkü tasarım süreci sadece çizimden ibaret değil.

Anlıyoruz ki tasarımcıların ortak dili görselliktir. Kendilerini 3 boyutlu düşünmelerini sağlayan çizimlerle ya da görseller ile ifade ederler ve onlar üzerinden konuşurlar. Bu nedenle proje derslerinde hocalarla hep eskizler ve modellemeler üzerinden konuşacak, çözüm arayacaksınız. 

Devamlı proje dersi deyip duruyorum, artık yenilikçi bakış açınızı ciddi ölçüde geliştirecek ve sorgulamayı, farklı düşünmeyi öğretecek proje derslerinden bahsetmenin zamanı geldi.

Nedir Bu Proje Dersi, Proje Teslim Haftası? Kısaca Endüstriyel Tasarım Proje Dersleri.

araç tasarım süreci

Öğrenim hayatınız boyunca belki de sizi en çok zorlayacak ancak işin sonunda da en çok tatmin edecek ders proje dersleridir. Çünkü teorik olarak öğreneceğiniz birçok bilgiyi bu derste uygulayarak pekiştireceksiniz.

Endüstriyel tasarım bölümünün en sevdiğim özelliğidir “uygulamalı eğitim”. Bilgi uygulama yapıldıkça kalıcı hale geliyor ve alışkanlığa dönüşüyor. Proje dersi bunu sağlıyor.

Okuldan okula proje süreçleri değişmektedir. Bazı okullar bir dönemde 1 proje yaparken, bazı okullar 3 projeye kadar çıkabilmektedir. Bazen bireysel projeler yaparken, bazen de grup projeleri yapacaksınız. Burada ekip çalışmasının önemini anlayacaksınız.

Genelde ilk iki projede el çizimi zorunlu tutulmakta. Burada sizin kendinizi nasıl ifade ettiğinize ve neler öğrendiğinize bakılıyor. Sonraki yıllarda ise bilgisayarda proje çizmek ya serbest olabiliyor ya da zorunlu olabiliyor. Dijitalleşen çağda bilgisayar programlarına adapte olabilmek geride kalmamanız için gerekli.

Proje dersinde neler yapılıyor?

tasarım eskiz çizimleri

Bu derste, bir problem tespit edip o probleme uygun konu bulacak, seçeceğiniz konu üzerinde araştırma yapacak, ailenizle ya da sektörle ilgili kişilerle röportajlar düzenleyecek, gözlemlerde bulunacaksınız…

Elde ettiğiniz verilere göre eskizler çizecek, ergonomiyi deneyimleyebileceğiniz maketler yapacak ve sonunda problemi çözen fikrinizi tasarlayarak paftalar halinde bir sunum hazırlayacaksınız.

Proje sürecinde farklı olasılıkları bir araya getirip kararlar alacaksınız. Bunlar bazen doğru bazen yanlış olacak. Mesela, form arayışı sırasında çizdiğiniz eskizlerin maketlerini yaptığınızda, çizdiğiniz formun uygun olmadığını ya da ölçülerin tutarsız olduğunu gördüğünüzde “ben ne yapmışım yaw?!?!” diyeceksiniz.

Bazen hocalarla anlaşamayacak, arada kalacaksınız. “Ne diyor bu hoca ya!!” diye kızacaksınız. Ancak, zamanla olgunlaşacak karar mekanizmanız kendi çizginizi ve prensiplerinizi belirleyecek.

Önemli: Yukarıdaki paragrafta açıkladığım bir cümlenin üzerinden yeniden geçmek isterim; “form arayışı sırasında çizdiğiniz eskizlerin maketlerini yaptığınızda, çizdiğiniz formun uygun olmadığını ya da ölçülerin tutarsız olduğunu anlayacak ‘ben ne yapmışım yaw?!?!’ diyeceksiniz.” Neden bu cümle üzerinden ikinci kere geçtim? Maket yapmanın önemini vurgulamak için.

Çünkü tasarım yaparken formu, oran orantıyı, özellikle ergonomiyi her zaman çizim ve dijital ortamda ekranlara bakarak tamamlamak mümkün olamıyor. Son kararı ürünün gerçeğini deneyimleyerek, elinizde tutarak ve kullanım provası yaparak vermelisiniz. Bu amaçla tasarım süreci boyunca eskiz maket ve bitmiş tasarımın üretimi öncesinde de gerçeğinin birebir benzeri olan prototip yapımı kesinlikle atlanılmaması gereken adımlarından biri.

deneyimleme araç

Yukarıdaki fotoğraf, benzin istasyonlarında kullanılan hava-su ünitesi Angling isimli okul projeme ait. Ölçekli yaptığım maketin arabalar ile oranını görüyorsunuz. Bu maket ile senaryoyu deneyimleyerek projenin çalışma potansiyelini belirleme şansım oldu.

Endüstriyel Tasarım Öğrencilerinin Tatlı Belası; Proje Jürileri

endüstriyel tasarımcı proje sunumu

Proje dersi sonunda, tasarladığınız ürününüzün sunum paftalarını hazırlayarak hocalarınıza anlattığınız ve savunma yaptığınız aşamadır. Sunum paftaları ürünün senaryosunu, kullanıcı ile ilişkisini, teknik resimlerini, detaylarını gösteren patlamış perspektifini, hangi probleme çözüm bulduğunuzu kapsıyor.

Bu jürilere yetişebilmek için geçirilecek uykusuz gecelere hazırlıklı olun.  Çünkü projenizi sonlandırmak ve yukarıda sıraladığım paftaları final sınavlarınızla birlikte hazırlamak biraz acı verici olabiliyor.

Tüm bunları hazırlarken bir yandan da ürününüzün maketini hazırlamanız gerekecek. Yetiştirebilmek için sabahladığınız günler artacak. Bu yorgunlukla hazırladığınız sunumu ve maketi jüride hocalarınıza anlatacak, kendinizi savunacaksınız.

Bu jüriler genellikle hararetli geçiyor diyebilirim. Hocalar sürekli açığınızı yakalamaya çalışacak, her yönden sıkıştıracak, tasarımınıza ne kadar hakim olduğunuzu ölçecekler. Kısaca hem güzel bir ürün tasarlamalı hem de yaptığınızı akıcı bir şekilde anlatacak kadar konunuza hakim olmalısınız. İfadeleriniz birbiriyle çelişmemeli, sorulan sorulara o anda cevap bulmamalısınız. Tüm cevaplarınız önceden hazır olmalı. Başarılı çizim ya da modellemeleriniz sizi bu noktada kurtaramayabilir:)

“İşte bunu ben yaptım!”

Proje dersinin sonunda ortaya çıkan ürünler sizin birer çocuğunuz olacak. “İşte bunu ben yaptım” diyebileceğiniz bir iş ortaya koymuş olacaksınız. Bu mesleğin en tatmin edici yönü diyebilirim. Başkaları beğendiğinde hoşunuza gidecek, gururlanacaksınız:) Yapıcı olduğu sürece olumsuz eleştirilere de her zaman açık olun. Bu sizin gelişiminiz için çok önemli.

Okul proje derslerinde tasarladığım FreeveSubaqua ürünlerini inceleyebilirsiniz.

“Döneminiz ilerledikçe, proje derslerinin kapsamı ve sizlerden beklenen performans artmaktadır.”

İlk proje dersi, işin mantığını kavramanız içindir. Ortaya bir fikir atmanız, o fikre çözüm üretmeniz ve fikrinizi tasarlamanız yeterlidir. Bu süreçte öğreneceğiniz üretim teknikleri ile ilgili koşulları da yerine getirmeye çalışmalısınız. Ancak bazı atlanılan detaylar bu aşamada görmezden gelinebilir. Genelde ilk projelerin sunumlarını hocalarınız el çizimi yapmanızı isterler. Anlatım tekniklerini uygulayarak anlaşılır bir sunum yapmanızı beklerler.

Mezuniyetinize yaklaştıkça işler değişir. Üretilemeyen ve kalıptan çıkmayan parçalı tasarımlar hiç hoş görülmez, başınızı ağrıtır ve projeden kalmanıza neden olabilir. Alacağınız eleştirilere kızmayın, mezun olup profesyonel hayata atıldığınızda artık üretilebilir ürünler bekleniyor olacak sizden.

Ayrıca ileriki proje derslerinizde sunumlarınızı bilgisayar ortamında hazırlanmanız beklenir. Bazı okullar bunu zorunlu tutarken bazıları tercihinize bırakabilir. Bana sorarsanız dijital ortamda kendinizi geliştirmeye çalışın hatta animasyonlar bile hazırlayın. Bu işleri hangi programlardan yapabileceğinizi “2D,3D Tasarım, Animasyon ve Render Programları” konu başlıklı yazımda bulabilirsiniz.

Fikriniz, çözümünüz ve tasarım formunuz özgün ve yenilikçi olmalıdır. Olmalıdır ki, piyasaya atıldığınızda kendinizi ifade edebilen, fikir ve çözümlerinizle yön verebilen, özgün tasarımlar yapabilen bir endüstriyel tasarımcı olarak varlığınızı kabul ettirebilin.

Peki bu bölümü okumaya karar verdiniz. Ama nasıl? Bu bölümü nerede okuyacaksınız, nasıl kazanacaksınız?

Endüstriyel Tasarım Hangi Üniversitelerde Var? Bu bölümü nasıl kazanırım?

yetenek sınavları

Türkiye de bu bölüm ilk olarak 1971 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde resmi olarak kurulmuştur. O tarihlerde Ortadoğu Teknik Üniversitesinde seçmeli ders olan endüstriyel tasarım 1979 yılında kendi başına bölüm haline gelmiştir. Marmara Güzel Sanatlar Üniversitesinde 1985 yılında kurulumu tamamlanan bu bölüm, İstanbul Teknik Üniversitesinde 1989 yılında yüksek lisans olarak başlar ve 1993 yılında bölüm resmi olarak kurulumunu tamamlamıştır. Devlet üniversiteleri listesi şu şekildedir;

  • Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi
  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi
  • Marmara Üniversitesi
  • İstanbul Teknik Üniversitesi
  • Anadolu Üniversitesi
  • Gazi Üniversitesi
  • Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi
  • Karabük Üniversitesi
  • Selçuk Üniversitesi

Aynı zamanda pek çok özel üniversitede bu bölüm okutulmaktadır.

  • Yeditepe Üniversitesi
  • İzmir Ekonomi Üniversitesi
  • İstanbul Medipol Üniversitesi
  • Bahçeşehir Üniversitesi
  • TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
  • İstanbul Arel Üniversitesi
  • İstanbul Bilgi Üniversitesi
  • Özyeğin Üniversitesi
  • Işık Üniversitesi
  • Haliç Üniversitesi
  • Okan Üniversitesi
  • Kadir Has Üniversitesi
  • Yaşar Üniversitesi
  • İstanbul Aydın Üniversitesi
  • Beykent Üniversitesi

Bu bölümü kazanmak için;

Üniversite sınavından sayısal bölümünden ciddi bir puan almak gerekmektedir. Ya da bazı üniversitelerin düzenlediği özel yetenek sınavlarına girerek te kazanılabilir.

Yetenek sınavlarında katılımcılardan istenilen çizimler genel olarak perspektif ve ürün odaklıdır. Adaylardan özellikle hayalden çizimler yapılması beklenir. Sınav kağıt ölçüleri ve sınav süresi okuldan okula farklılık göstermektedir. Öğrenci adayının sınava hazırlanırken gündelik yaşamdan pek çok objeyi ezberlemesi sonrasında hayal gücünden kendi yorumunu katabilmesi için önemlidir. Özel yetenek sınavlarına hazırlık süreci hakkında daha detaylı bilgiler için “Üniversite Öncesi Hazırlık dönemi karakalem çalışmaları”  ve “Karakalem Nasıl Çizilir? Karakalem Hakkında En Çok Sorulan Sorular konu başlıklı yazılarıma göz atabilirsiniz.

2018 senesine kadar Mimar Sinan GSÜ ve Marmara GSÜ okulları özel yetenek sınavıyla öğrenci alıyordu. Ancak 2017 senesinde merkezi sisteme geçildi. Sonraki senelerde bu sistem kalıcı mı yoksa yeniden yetenek sınavlarına geri mi dönülecek bilinmez. (edit 2021: Sanırım artık kalıcı olarak merkezi sisteme geçildi.)

Pek çok özel üniversitede yetenek sınavları ise devam etmektedir. Bu sınavlara girebilmek için üniversite sınavından okulun belirlediği baraj puanını geçmek yeterlidir. Her üniversitenin yetenek sınavı tarihi farklı olduğundan takip etmeniz önemli. Çünkü bazı sınavlar birbiriyle çakışabilmektedir. Bu nedenle önceden planınızı iyi yapmalısınız. Bunun için üniversitelerin web sitelerinden duyuruları takip edebilirsiniz.

_

Umuyorum, endüstriyel tasarım bölümünün üniversite hayatı hakkında fikir verebilmişimdir. Yazıya döktüğüm buradaki bilgiler, tamamen benim gözlemlerime ve yaşadığım tecrübelerime dayanmaktadır. Elbet başkalarının farklı görüşü ve deneyimleri olabilir. “10 Soru 10 Tasarımcı Nedir?” konu başlığında 10 farklı tasarımcının deneyimlerini okuyabilirsiniz.

Üniversite hayatında kendinizi nasıl geliştirebileceğinizi merak ediyorsanız, yazının devamı olan 4,5. bölümü “Endüstriyel Tasarım Öğrencisi Kendisini Nasıl Geliştirebilir?” konu başlığında okuyabilirsiniz.