Endüstriyel Tasarım İş Hayatı. Yeni Mezunları Neler Bekliyor?
Yazımın 5. ve son bölümünde, endüstriyel tasarım bölümünden yeni mezun olmuş genç tasarımcıların iş hayatına adımlarını attıkları anda nelerle karşılaşabileceklerinden, iş başvurusunda nelere dikkat etmeleri gerektiğinden ve endüstriyel tasarımın iş hayatında yaşanan olumlu / olumsuz yönlerinden bahsedeceğim.
Eğer iş imkanları ve çalışma alanlarını merak ediyorsanız Endüstriyel Tasarım nedir? Önemi ve Çalışma Alanları Nelerdir? başlığına gidebilirsiniz. Ayrıca, bir endüstriyel tasarımcının nasıl tasarım yaptığını da Endüstriyel Tasarımcı Kimdir? Ne yapar? Nasıl Tasarlar? başlığında okuyabilirsiniz.
Sonra da kapanış, gerçekten bu bölüm size göre mi? Uğraşmayı isteyeceğiniz bir meslek mi?
Yeni Mezun Endüstriyel Tasarımcıları Neler Bekliyor?

Endüstriyel tasarım bölümünü uykusuz geçen haftalar eşliğinde ortaya çıkardığınız güzel projeler ve belki de öğrenim süreci boyunca kazandığınız yarışmalar ile bitirdiniz. Hem el çiziminizi geliştirdiniz hem de bilgisayar programlarını iyi kötü öğrendiniz (iyi bilmeniz yararınıza). Sonunda mezun oldunuz ve sıra iş aramaya geldi. İş arama süreci düşündüğünüzden uzun sürebilir ancak bu sizi karamsarlığa düşürmesin. Herkes mutlaka bir yerden başlıyor.
Arkadaş çevrenizin iş bulmanıza katkısı büyüktür. Firmalar genelde referans ile önerilen kişilere öncelik verebilmektedir. Öğrenciyken staj yaptığınız ya da ortak proje gerçekleştirdiğiniz (diploma projeleri vb…) firmalar olduysa sizin için iyi bir fırsat olabilir. Yine de ister referansınız olsun ister referans olmadan doğrudan ilanlara başvurun, işe alım sürecinde yaşayacağınız adımlar aynı olacaktır. Çünkü iş sizde bitiyor.
“Okuldaki başarınız daha yüksek maaş almanızı sağlamıyor. Tercih edilebilirliğinizi artırıyor.”
Birçok yeni mezunun yaşadığı şok burada oluyor. Çünkü siz daha tazesiniz ve iş deneyiminiz yeterli değil. Çalışma hayatında, üniversitedeki başarınızdan çok iş tecrübeniz ön plana çıkıyor. Hatta bazı yerler deneyimli tasarımcı aradıkları için sizinle görüşmek bile istemeyebiliyor. Ya da deneyimli olsaydın şu kadar verebilirdik ama yeni mezun olduğun için bu kadar verebiliriz diyebiliyor. Bilmediğiniz programları da öne sürebiliyorlar. ‘Biz 3dsMax kullanıyoruz ama sen Rhino biliyorsun, bu programı öğrenene kadar zaman geçecek, sana bunu öğrenme fırsatı sunacağız’ diyerek fiyat düşürebilirler.
Böyle durumlara hazırlıklı olun. Bazı yerler çok daha düşük, bazı yerler görece daha iyi maaş önerebilir. Bunu %100 lehinize çeviremeyebilirsiniz, ancak şartları daha iyi hale getirmek kendinizi ifade edebilme becerinize kalıyor.
Mezun olduktan sonra iş hayatına atılmak, sadece yukarıda sıraladığım şekillerde olmayabilir. Siz daha öğrenci iken işe başlamış ve mezuniyetiniz sonrası aynı yerde çalışmaya devam edebilirsiniz. Ya da bir yarışmada derece yapmışsınızdır ve bu sayede işe girmiş ya da yurt dışına yüksek lisansa gitmiş olabilirsiniz. Ya da diploma projenizi birlikte gerçekleştirdiğiniz firma direkt sizinle çalışmak isteyebilir…10 soru 10 tasarımcı. Nedir? Konu başlığında farklı deneyimlere sahip tasarımcıların benzer hikayelerini okuyabilirsiniz.
Yazının devamında öğrencilik hayatında çok iş deneyimi edinmemiş, birkaç freelance iş yapmış, mezun olduğunda hangi iş yerine başvuracağını bilemeyenlere yönelik açıklamalarda bulunacağım.
İş Başvurusunda Dikkat Etmeniz Gerekenler
Firmalar yayınladıkları iş ilanlarında detaylı bir iş tanımı, çalışma saatleri, tasarımcı adayında aradıkları özellikleri ve kullandıkları programları yazarlar. Bu detaylarla birlikte iş yerinin adresi de tercih nedenlerinizi doğrudan etkileyecektir.
Evet; iş tanımının, çalışma saatlerinin ve kullanılan programların belirtildiği bir ilan ile karşılaştınız ve ilandaki tüm açıklamalar size uyuyor. Tamam ‘hadi başvurayım’ dediniz. Ancak sizler gibi aradığınız işe talip birçok tasarımcı var! Peki, nasıl öne geçeceksiniz? O kadar tasarımcı arasından daha görüşme yapmadan nasıl dikkati üstünüze toplayacaksınız? Belki de şirketin kullandığı tasarım programını bilmiyorsunuz ama öyle bir farkınız var ki, şirket yine de sizi tercih edecek! Nasıl?
Bir Tasarımcının Kimliği; Portfolyo

İş başvurularında dikkat çekmenin ve ön plana çıkmanın yolu hem kişiliğinizi hem de işlerinizi anlatan bir portfolyo hazırlamaktan geçiyor. (Web siteniz varsa nefis olur.) Çünkü; Portfolyo bir tasarımcının kimliğidir.
Portfolyonun ne kadar önemli olabileceğini basit bir örnek ile açıklayayım. Bir firma için iş başvurusu yapıyorsunuz ve başvurduğunuz pozisyona yalnızca 1 kişi işe alınacak. Toplamda 10 başvuru olduğunu varsayalım. O firma, yoğun iş temposu içerisinde her başvuran ile görüşecek zamanı olamayacağından, ilgisini çeken az sayıdaki tasarımcılarla görüşmeyi tercih edecektir. Bu az sayıdaki tasarımcıları da portfolyolarının içeriklerine göre değerlendirecektir. Son karar yapılacak yüz yüze görüşmeye bağlı olsa da çağrılanların arasında olmanız, hazırlayacağınız etkileyici portfolyonuza bağlıdır.
Peki bu etkileyici portfolyo nasıl hazırlayacaksınız? Bunun için dikkat edilmesi gerekenleri 12 maddede özetlediğim Portfolyo Nasıl Hazırlanmalı? Nelere Dikkat Edilmeli? konu başlığına tıklayarak gidebilirsiniz.
Portfolyo İçeriği Nasıl Olmalı?
Burada dikkat etmeniz gereken bir diğer konu, başvuru yaptığınız firmanın çalışma alanına göre portfolyo içeriğinizi belirlemeniz. Elektronik sektöründeki bir firmaya göndereceğiniz portfolyo mobilya tasarımlarıyla doluysa, pek ilgi görmeyebilir. Yine de bir iki farklı örnek koymakta fayda var. Farklı alanlardaki deneyimleriniz her zaman dikkat çekecektir.
Portfolyo içeriğinde; özgeçmişiniz, okul projeleriniz, varsa freelance işleriniz, çizimleriniz (çizim kabiliyetinizi gösterebilmeniz için önemli) olmalı.
Yukarıda eşimin mezun olurken hazırladığı 2014 senesine ait portfolyosu ile 2009 senesinde mezun olduktan sonra hazırladığım kendi portfolyomdan birkaç sayfayı görebilirsiniz. Burada; giriş sayfası, içindekiler, CV ve tasarımların anlatıldığı sayfalar konusunda fikir veren sayfalar mevcuttur. Kendinize ait bir tarz oluşturmanız ve yorumlayabilmeniz için bir çok örnek çalışmayı incelemenizi öneririm.
Mülakatlarda Kendinizden Emin Olun.
Çalışmalarınız güzel, portfolyonuz düzenli. Ancak size soru sorulduğunda ya da çalışmalarınızı anlatmanız istendiğinde verdiğiniz cevaplar çekimser kalıyorsa bu durum pek olumlu karşılanmayabilir. Tabi ki heyecan ve ilk iş görüşmesi deneyimi nedeniyle bazı şeyleri istediğiniz gibi yapamayabilirsiniz. Merak etmeyin, görüştüğünüz kişiler bunları ayırt edebilecek donanımdalar.
Görüşmeye gitmeden önce kendinize bir öz eleştiri yapın. Ne eksikleriniz var, neyi daha iyi yapabilirsiniz bir sorgulayın. Bunların farkında olun ki; heyecanın tavan yaptığı noktada hazırlıksız yakalanmayın. Hatta belki de eksik olduğunuz ama öğrenmeyi çok istediğiniz bir konuyu o firmada öğrenebileceğinizi düşünüyor ve de bunun için orayı tercih ediyorsanız; bu gibi detayları çekinmeden söyleyebilirsiniz.
Görüşmede, neden kendileri ile çalışmak istediğinizi, ne öğrenmeyi düşündüğünüzü, onlara ne katabileceğiniz gibi çeşitli sorular gelebilir. Kendinizi nasıl ifade edebileceğinizi görmeleri için güzel sorular. Bazen de hiç soru sormadan direkt kendinizi anlatmanızı isteyebilirler. Bu nedenle sadece sorulara verilecek cevaplarınız olmasın, anlatacak hikayeleriniz de hazır olsun.
Şöyle giyinmelisiniz, saçınıza böyle dikkat etmelisiniz şeklinde önerilerim olmayacak. Firmadan firmaya bu durum değişkenlik gösterebiliyor. Sadece şunu belirtmek isterim; kendiniz olun. (tabi bu görüşmeye parmak arası terlikle gideceğiniz anlamına gelmiyor:)
İlk İş Yeri Deneyiminin Önemi.

İçinize sinmese de şartları kabul ettiniz ve işe başladınız. Çünkü bir yerden başlamanız gerekiyor. Çalışma şartlarınız çalıştığınız yere ve size bağlı olarak aynen devam edebilir ya da şartlar daha iyi hale gelebilir. Ancak, genelde ilk iş yerlerinde (kurumsal firmalar hariç) şartlar daha iyi hale gelemeyebiliyor ve iş değiştirmeniz gerekebiliyor.
İş hayatında genellikle 2 ya da 3 yıllık çalışanlar görece daha deneyimli sayılmaktadır. Dişinizi sıkın ve çalışmaya devam edin, edinebildiğiniz deneyimi kazanmaya çalışın. Deneyim kazandıkça, vizyonunuz geliştikçe, düşünceleriniz ve fikirleriniz sizi daha iyi seviyeye kendiliğinden getirecek (mücadele ettiğiniz sürece). Güzel de işler yaptıysanız, portfolyonuzu güncelleyerek daha iyi şartlarda iş bulmanız, ilk zamanlarınıza kıyasla kolay hale gelecektir.
Aslında ilk iş yeri hem deneyim kazanma hem de acemiliği atma açısından bir tasarımcının kırılma noktasıdır. Bu nedenle alacağınız maaştan öte (tabi ki haklarınızı vermesi koşulu ile), çalıştığınız firmanın size neler katacağına odaklanmanız gelişiminiz açısından daha önemli. Yaratıcılığınızı kullanamadığınız, ancak başlangıçta çok para kazanabileceğiniz bir yer sizin zamanla körelmenize bile neden olabilir.
Portfolyo Çok da Şart Değil Diyenler…
‘Mezun olduktan sonra ben kendi işimi yapacağım, firmada çalışmayacağım ki, ne gerek var portfolyoya’ diyebilirsiniz. Demeyin, çünkü bu sefer de müşterilere ben bu işi yapabilirimi göstermeniz için portfolyo şarttır.
Sırf portfolyonuzu inceleyip içeriğindeki işleri beğendikleri için bile sizinle çalışmayı isteyebilirler. O derece önemlidir yani. Mümkünse kendinize ait bir web sitesi ve kartvizit tasarlamalı ve yola koyulmalı.
Kendi işinizi yapmak ve çalışma hayatı ile ilgili detaylı bilgileri endüstriyel tasarım iş hayatı başlığında açıklamaya devam edeceğim.
Endüstriyel Tasarım İş Hayatı

Bu görsel core77.com sitesinden “Land Rover’ı Başarılı Kılan Tasarım İlkeleri” konu başlıklı blogtan alınmıştır.
Mezun olduktan sonra karşılaştığınız ilk problem, işe girerken istediğiniz şartları sağlayamamak oldu. (Belki de sağladınız, umarım öyle olmuştur). Çalışma hayatına adımınızı attınız ve sizlere projeler veriliyor, siz de çiziyor ve tasarlıyorsunuz. Üniversitede devamlı yeni fikirlerin peşinde koşarak tasarladığınız ürünler gibi bambaşka ürünler tasarlamak ve gerçekleştirmek istiyorsunuz.
Hazır olun, karşılaşacağınız ikinci problem ise; çok güzel tasarladığınız ürünler için devamlı üretilmez, çok pahalı olur, abi maliyet kurtarmaz, kalıptan bu şekilde çıkaramayız gibi birçok olumsuz geri bildirim olacaktır. Bu geri bildirimlere çözüm bulmak sizi geliştirecek ve bakış açınıza yeni bir açı ekleyecek.
Endüstriyel Tasarım İş Hayatında Üretim Kısıtları

3. Bölümde Endüstriyel tasarımcı ne yapar nasıl tasarlar konu başlığında “hem tüketici hem de üreticinin şartlarını göz önünde bulundurur. Üretim teknikleri sınırları dışına çıkmaya çalışarak ve kullanım senaryolarıyla tüketicilere yeni bir deneyim sunarken, tasarımların üretilebilir olması için de çözüm arar.” diye belirtmiştim. İşte yaratıcı düşünce ve fikirleriniz burada da devreye giriyor.
Firmalar ürünleri olabildiğince ucuza mal etmek isterler. Çoğu zaman bu istek, ürünün kalitesini ve özgünlüğünü etkiler. Tasarımcılar da bu noktada o ürünün kalite algısını yükseltmek ve tercih edilir kılmak için devamlı çözüm ararlar. Sonuçta firma kar etmek istiyor. Dolayısıyla bir ürünü ucuza mal etmek yadırganmamalı. Ama, burada denge önemli.
Bu amaçla bir tasarımcının neyi neden çizdiği çok önemlidir! Okulda da karşılaşacağınız “her canının istediğini çizemezsin” lafı bunun içindir. Düşünce ve fikirlerinizin bir temeli yok ise, önerinizin değeri de kalmaz.
Teknik Altyapı ve Taleplerin Endüstriyel Tasarım ile Bağlantısı
Seri üretilecek yeni bir ürün için ideal süreç, ürünün tasarımı tamamlandıktan sonra altyapının (elektronik kart vs.) bu tasarıma göre hazırlanmasıdır.
Ancak, bazı durumlarda tüm altyapı bellidir ve o altyapıya göre yeni bir ürün tasarımı istenir. Bunun sonucunda; farklılaşabilmek için yapılabilecek olasılıklar kısıtlanmış oluyor ve üretim şartları ile maliyet de işin içine girince süreç biraz daha zorlaşıyor. Bu nedenle aklınızdaki pek çok fikri gerçekleştiremiyor oluyorsunuz.
Tasarımı, ürün üzerindeki dengeyi ve tüm proporsiyonu bu şartlarda tamamladıktan sonra altyapının değişmesi ise tam bir işkence. Pek çok şey sil baştan!!! (Çok sık olmamakla birlikte, üretim tekniği, üretici kabiliyeti ve maliyetten ötürü nadiren böyle bir durum yaşanabilmektedir.)
Bir Çıt Kaydıralım, Bir Tık Daha Büyüsün

Yiğit Özgür’ün kaleminden.
Altyapının değişmesi, üreticinin o tasarımı üretebilecek kapasitesinin olmaması ya da maliyet azaltma çalışması gibi teknik nedenlerden dolayı ürünün tasarımında değişikliğe gitmek gerekebiliyor. Fakat bu değişiklikler bazen de sırf müşterinin zevki doğrultusunda da gerçekleşebiliyor. İş yaptığınız kişiler ne istediklerini bilemedikleri gibi, tarzı sizinkinden çok farklı da olabilir. Bu nedenle bitmek bilmeyen değişim döngüsü içerisine girebilirsiniz.
Aslında bu durumda yanlış bir şey yok, karşınızdaki kişi sizden bir hizmet talep ediyor ve karşılığını görmek istiyor. Dolayısıyla taleplerini yaptırmak istiyor… İşimiz, tasarımlarla müşteriyi memnun etmek. Ama müşterilerin her istedikleri doğru olmayabilir, onları yönlendirmek ve olması gerekeni de savunmak işimizin bir parçası. İşin bu kısmının zorluk derecesi, iş yaptığınız kişinin vizyonuna bağlı.
Tasarım Sürecinde Zaman Baskısı ve Teslim Tarihi (Deadline)

İdeal çalışma koşullarında, başlanan tasarıma belirli bir süre tanımlanır. Bu tanımlanan süre içerisinde araştırma yapılır ve eskizlerle tasarıma başlanır. Sonrasında, ölçüleri de belirlenerek modellenir ve sunum haline getirilir. Prototip hazırlanır, alternatif seçilir ve üretim süreci başlar.
Evet, gayet güzel ilerliyor her şey. Fakat gerçek hayatta, her şey üst üste gelerek zaman planlaması olması gerektiği gibi olamayacak. Eski yaptığınız tasarımların bitmek bilmeyen üretim takipleri ile yeni tasarım süreciniz çakışacak. Yeni tasarım bazen o kadar acildir ki, teslim tarihine yetişebilmek için gece gündüz çalışmanız gerekecek. “Bu kez yetişmeyecek galiba” diyecek ama yetiştirmeyi yine başaracaksınız.
Çünkü tasarım süreçlerinin doğası böyle. Bu durum, firmaya göre daha kötü ya da az kötü olabilir:)
Kendi İşini Kuran Tasarımcılar ve Freelance Çalışanlar

Bu konu için kendi işini yapanlar çok daha net ve dolu bilgiler verebilir. Yine de öğrenciyken ve kurumsal firmada çalışmaya başlamadan önce deneyimlediğim birkaç tecrübeme dayanarak genel şeylerden bahsetmek isterim.
Öncelikle şunu diyebilirim ki, evet bu işte patron sizsiniz ancak, asıl patronunuz bu kez müşterileriniz. Çünkü, patronun değil müşterinin istekleri ile mücadele ediyorsunuz. Bu nedenle para kazanabilmek için onları ikna etmeye harcanan efor, tasarıma harcanan efor kadar olabiliyor. Ayrıca vergilendirme konuları bir hayli canınızı sıkabilir, iyi bir muhasebeci bulmanız pek çok hesaplama işinde sizleri güzel yönlendirmesi konusunda iyi olacaktır.
Tercih edilebilir olmak ve tanınmak için geniş bir çevre bu çalışma şeklinin en temel şartı diyebilirim. Çünkü tanınmayan bir kişiye iş vermek, karanlık bir odanın ışığı açılmadan önce o odada ne olduğunu bilmemeye benzer. Kişisel portfolyo, oda içerisindekiler hakkında fikir verebilir ama odanın ışığının açık olması için birilerinin önceden o odaya girmiş olması gerekir.
Çalışma saatleri çok daha esnek, çok daha rahat ya da çok daha yoğun olabilir. Birbirinden farklı olan bu çalışma temposu, tasarımcının ne kadar para kazanmak istediğiyle orantılıdır. Ama kendi işini yapmanın en temel farkı, bir sonraki iş ne olacak? Ne kadar para kazanabileceğim? Para kazanabilecek miyim? Ödememi alabilecek miyim? gibi sorulardır. Çünkü gelen işlerin yoğunluğuna bağlı olarak bir ay çok güzel kazanmışken, diğer ay hiç kazanamayabilirsiniz. (Gerçi bu durum bütün meslekler için geçerlidir.)
Bu çalışma şeklinde, firmada çalışırken kazanılabilecek paradan çok daha fazlasını kazanma potansiyeli mevcuttur. Bu da yukarıda bahsettiğim gibi tasarımcının çevresine, kendini ifade ediş biçimine, iletişimine, müşterileri ikna etme kabiliyetine ve de tasarım çizgisiyle insanları memnun edebilmesine bağlıdır.
Hep mi Olumsuzluk Hep mi Zorluk? Endüstriyel Tasarımın Avantajları.

Hiçbir meslek %100 kolay, muhteşem ve toz pembe değildir. Her mesleğin zorlukları vardır. Burada bunları açıklamamın nedeni, okurken ‘ben bunu yapabilirim, ya da yapamam ya’ diyebilmeniz için fikir vermek. Peki, bu zorluklar sizi endüstriyel tasarımdan soğuttu mu? ‘Çizmekten tasarlamaktan hoşlanıyorum ama bu şekilde mücadele etmek ve sürekli yoğun çalışmak bana göre değil’’ mi diyorsunuz? Öyleyse biraz da endüstriyel tasarımın meslek hayatındaki güzel ve eğlenceli taraflarına değinerek neden tasarımcılar bu meslekten keyif alıyor bahsedeyim.
“Tasarlanan bir ürün, o tasarımcının bir parçası, çocuğu gibidir.”
Bir bebek düşünün; doğar, büyür ve yetişkin bir birey haline gelir. Gelişim sürecine katkıda bulunan anne baba bu süreçten inanılmaz bir keyif alır, çocuğunun iyi yerlere geldiğini görünce gururlanır.
İşte, fikir aşamasındaki bir ürünün kağıt üzerinden, elle tutulur hale gelmesi de benzer bir duygudur. Bir tasarım doğar, büyür, olgunlaşır ve kendi ayakları üzerinde durur hale gelir yani raflarda yerini alır. Bu süreç tasarımcıyı manevi olarak mutlu eder. Çünkü sürecin sonunda o tasarım, yüzlerce belki de yüzbinlerce kullanıcının birer parçası olarak, yaşam biçimlerine yön veren bir ürün haline gelecektir.
Birçok şehir ya da ülke de bu şekilde bir parçanızın olduğunu hayal edin? Belki de mesleğin en tatmin edici tarafı budur. Hele bir de tasarladığınız ürünü sevdiğiniz birine hediye ettiğinizi düşünün.
“Başarı; araştırmayı, gezmeyi, deneyimlemeyi kısaca aktif olmayı gerektirir.”

Pek çok insan için gezmek zaten başlı başına eğlenceli ve keyifli bir aktivitedir. Endüstriyel tasarımda da tasarımcının kendisini geliştirebilmesinin yollarından biri de, zihnini görsellerle besleyebilmesi için gezmektir. Eğer, elektronik, mobilya, fuarlar, bilgisayarlar, bahçe işleri gibi ilgi alanınıza göre pek çok şeyden keyif alıyorsanız ve de bunların bulunduğu mekanlardan gezmek size keyif veriyorsa o zaman işiniz çok kolay. Kendinizi kolaylıkla besleyebilirsiniz.
Bir endüstriyel tasarımcı mağaza gezerken ürünleri sadece müşteri gözüyle incelemez, aklından bir dolu fikir ve farklı çözüm arayışı geçer. Ne kadar çok gezerse bilinç altına işlenen çözümler, formlar, detaylar, renkler de o oranla artar. Bir müşteri veya birey olarak endüstriyel tasarımcı kendi hayatında da güzeli beğenir, detaylara dikkat eder, problemi çözer, eleştirir ve araştırır. Kısacası mesleği hayatının bir yansımasıdır.
Yalnızca mağaza gezmek değil, yaşadığımız çevrenin, gittiğimiz şehir ve ülkelerin kültürlerini de öğrenmek adına sokaklarını, yaşam alanlarını, müzelerini ziyaret etmek ve insan davranışlarını gözlemlemek işimizin bir parçasıdır.
Sadece Türkiye sınırlarında değil, yurt dışında da birçok fuar ve tasarım haftaları düzenlenmekle. Tasarımcılar, çevresini ve vizyonunu buralarda geliştirmektedir. Değişen ve yenilenen tasarım ve yaşam üzerine trendler buralardan takip edilebilmektedir. Ayrıca sırf trend takibini yapan ve bu alan üzerine yoğunlaşan tasarımcılar da mevcuttur. Yani endüstriyel tasarım, tasarımcının yetenek ve tercihine göre çalışma alanı oldukça geniş bir meslektir.
Son Söze Doğru;
Endüstrinin öneminin hiç bitmediği günümüzde Endüstriyel tasarımcılara her zaman iş olacaktır. Zaman içerisinde farklı iş kolları ile yeni çalışma alanları da açılmaktadır. Otomasyonun gelişmesi nedeniyle, bazı mesleklerde makinelerin çalışanların yerine geçmesine neden olmuştur. Yapay zekanın da benzer hızla gelişiyor oluşu, otomasyon gelişimi gibi farklı sektörlerde de insanların yerine geçebileceği tartışma konusu. Mesela; Cosmopolitan of Las Vegas Hotel, Radisson Blu Edwardian Hotels, Hilton Worldwide otellerinde yapay zekalar, müşterilerin istek ve şikayetlerini dinleyerek onlara yardım etmeye başlamış olup, yaygınlaşarak standart haline gelmesi kaçınılmaz bir durum haline gelmiştir.
Peki, bu gelişen teknoloji, yapay zeka endüstriyel tasarım yapabilir mi? Kişisel yeteneğe ve soyut kavramlar üzerinden ilerleyen bizim mesleğimizde durum biraz daha farklı.

willrobotstakemyjob.com web sitesinde yapay zekanın yerimizi alıp alamayacağını test ettiğimizde, bu mesleğin halen insanların yapacağı güvencesi mesleğin önemini ve zorluğunu gösteriyor. Dilerseniz farklı meslekleri de link üzerinden deneyebilirsiniz.
Gerçekten Son Söz;

Endüstriyel tasarım hakkında aklınızda soru işareti kalmayacak şekilde ve bu bölümün size uygun olup olmayacağına karar verebilmenize yardımcı olabilmek adına bilgim ve tecrübelerim dahilince yazmaya çalıştım. Tekrar belirtmek isterim ki, bu bölümde çok güzel çizmek yeterli değil. Çizim becerisi yapbozun yalnızca bir parçasıdır.
Fikirleri anlatabilmek için çizebilmek önemli bir faktör olsa da, üretim ve kavram alanında çözümler bulabilmek için her zaman çizim yeteneğine gerek olmuyor. Farklı düşünebilmek, yenilikçi arayışlar içerisinde olabilmek, belli bir seviyeye kadar teknik detaylardan anlayabilmek, araştırabilmek, iletişim kurabilmek, sunum becerisine sahip olabilmek bu yapbozun diğer parçalarıdır. Dolayısıyla bu bölümü seçerken artıları ve eksileriyle anlattıklarımı tüm bu yazdıklarımı kendi içinizde mutlaka değerlendirin.
Fikirlerinizi somutlaştırmak sizi ne kadar heyecanlandırıyor? Eğer cevabınız evetse şimdiden aramıza hoş geldiniz 🙂
Merhaba, tercih dönemindeyim endüstri ürünleri tasarımı bölümünü çok istiyorum fakat sıralamam tutmuyor iki yıllığını okusam iş bulmakta zorlanır mıyım ?
Merhaba Sevda, müfredat konusunda aralarında ne fark bulunuyor çok fikrim yok. Ama şunu net olarak söyleyebilirim ki, tamamen benim düşüncem; 2 yıl bu bölümü sindirerek bitirmek için pek yeterli değil. 4 senelik eğitim boyunca pek çok proje dersi almalısın ki, türlü türlü problemlerle karşılaşarak onları çözmeye çalışmalısın. Problem tanımı, araştırma, çözüm ve tasarlama süreçleri iyice senin alışkanlığın haline gelebilsin. Sanıyorum 2 yıllık okuyorken 4 yıllık bir üniversiteye geçiş yapman zor da olsa mümkün. Malesef günümüzde, 4 yıllık bir üniversite de bitirsen iş bulmak kolay olmuyorken 2 yıllık Üniversite de şartlar biraz daha aleyhine olacaktır. Yine de hangi okuldan mezun olursan ol, iş sende bitiyor; kendini ifade edebilmende ve ortaya koyabildiğin işlerinde.
Merhabalar öncelikle çok teşekkür ederim çok güzel sade anlaşılır bilgiler olmuş bu bölüm adına.Sıralamamın baya bir altında kalmasına rağmen (sıralamam 50bin gazi endüstri ürünleri tasarımı 160bin) burayı tercih listemde yukarılara yazacağım odtüye girebilirsem ingilizce eğitimle tadından yenmeyecek ama bölümüme karar verdim sayenizde.Hem mühendis hem mimar hem sanatkar olmak isteyen biriydim meğer 3üde aynı anda yapılabiliyormuş!
Faydalı olabildiysem ne mutlu. Umarım hedefini de kesin tutturur ve keyifli, başarılı bir üniversite hayatın olur. Uykusuzluğa şimdiden hazırla kendini. Başarılar diliyorum.
iyi günler… Kızım adına bir soru sormak istiyorum size. ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümüne puanı yetiyor. Ama mimar olmak istiyor. Mimarlığı başka bir üniversite de okuyabilir. Hayal gücü ve çizimleri iyi ayrıca çizmekten çok mutlu. Siz olsanız ne yapardınız merak ediyorum. Cevap verirseniz sevinirim. İyi çalışmalar
Selamlar, açıkcası her iki mesleğin ortak noktaları olsa da (yaratıcılık, tasarlama kabiliyeti, farklı düşünebilme, araştırma, bilgisayar karşısında geçirilecek sayısız saatler, üniversite hayatındaki uykusuz geceler vb.) birbirinden çok farklılar. Mimarlıkta büyük bir yapıyla uğraşıyorken, EnTas’da elle tutulabilir, taşınabilir, sürülebilir nesneler ile uğraşılıyor. Kızınızın, spesifik olarak ürün tasarımına merakı yoksa Mimarlık seçilebilir. Ama ürün tasarımına, iç mimari ya da mobilya üzerine merakı varsa EnTas listenizde olsun. Günümüzde bu bölümden mezun olup da içmimari, mobilya sektöründe tasarımcıların kendilerini geliştirmelerine bağlı olarak çalışabildikleri gibi, arayüz tasarımı ve kullanıcı deneyimi gibi farklı dallarda da çalışabiliyorlar. Mimarlık benim de düşündüğüm bölümdü ama tercihim EnTas oldu. Ürünlerin formlarını tasarlamak bana daha çekici geldi. Tavsiyem bu yazıları kızınızın okuması.. Kısacası ne istiyor? Bina tasarlamak mı? Ürün tasarlamak mı? Aslında cevap burada. Başarılar dilerim.
çok teşekkür ederim. Bu yazdıklarınızı kendisine ileteceğim. Size yardımınız ve açıklamalarınız için çok teşekkür ederim. Sevgiler…
merhabalar mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi endüstri ürünleri tasarımına puanım tutuyor fakat türkçe bölüm sizce çok etkiler mi ya da özel üniversitelerde ingilizce okumak mı daha iyi olur?
Selam İpek, özellikle yabancı kaynaklardan araştırma yaparken ingilizcenin önemi ortaya çıkıyor. Ama dil altyapın yeterince iyi ise bu durumun eksikliğini pek hissedeceğini düşünmüyorum. Değilse de, üniversitenin ingilizce eğitiminin olması bir fırsat (bunu hafife almıyorum) olsa da dili geliştirmenin başka pek çok yolu var. Kurslara gidip, yabancı kitaplar okuyup, sürekli yabancı haberler izleyip ve özellikle Erasmus vb. değişim programlarıyla dilini ciddi anlamda ilerletebilirsin. Üniversite de ingilizce eğitimi olup ingilizce öğrenemeyenden tut, ingilizce eğitimi olmayıp kendini çok güzel geliştirenler var. Demem o ki, nerde okursan oku; dil konusu kişinin kendi çabasında bitiyor.
Merhabalar, öncelikle yazınız ve katkınız için teşekkür ederim. Gazi üniversitesi endüstri ürünleri tasarımı son sınıf öğrenciyisim. Şu sıralar portfolyo süreci içerisindeyim. Okulda yaptığım 5 ürünü, portfolyoma yerleştirdim. Portfolyomu iPad’de hazırladım ve ağırlıklı olarak digital sketch ve digital render kullanarak bu projelerimi sundum. Henüz bir sektör tercihim olmadı, firmaya göre de portfolyo oluşturmadım. Önümde ofis stajı, mezuniyet projesi ve sonrasında iş arayışı var. Ne tür firmalara başvurmamı önerirsiniz? Şimdiden yorumunuz için teşekkür ederim.
Not: Oluşturduğum portfolyonun -okuldaki briefler sebebiyle- beni tam ifade ettiğini düşünmüyorum.Benim tercihim ilerde çalışmayı düşündüğüm firmalara yönelik ikinci ve okuldan bağımsız ürün fikirlerimin digital sketch & renderlarının olacağı ikinci bir portfolyo hazırlamaktır.
Burak merhaba, yaşın ve tecrüben doğrultusunda portfolyonu hazırlama biçiminde yanlış bir şey yok. Ama kendini ifade etmediğini düşündüğün noktalar var ise, elden geçirmen faydalı olacaktır. Çünkü senin gibi pek çok tasarımcı var. Öne çıkabilmen için ‘’bu ilk adımda’’ içine sinen bir şey sunman önemli. Portfolyo başlığı altındaki 12 maddeyi okudun mu bilmiyorum? Mutlaka göz at derim;) Ne tür firmalar demişsin; burada o kadar çok parametre var ki… Konum, ortam, sektör vb… Ne yapmaktan hoşlanıyorsan, sana nerenin bir şeyler katacağını düşünüyorsan ve kendini en çok nerede geliştirebileceksen (ilk etapta parayı çok dert etmeden) orada çalış derim. Tecrübelendikçe, düşüncelerin de değişecektir. Kendini geliştiremeyeceğin ya da ilgin olmayan bir yerde zaman kaybetme derim. Çünkü öğrenme süreci okuldan sonra da devam ediyor.
Merhabalar, şu an 12. sınıf öğrencisiyim dönem başında rehber öğretmenimin bu bölümü önermesiyle bölüm çok ilgimi çekti ve kapsamlı bir araştırma yaptım.eşit ağırlık sınıfında okusam da kararlılıkla çalışırsam bu bölümü kazanmama engel olacağını düşünmüyorum(gerekirse mezuna kalmayı da göze aldım)Kendim evden sayısal derslere hazırlanıyorum.Size sormam gereken sorular var yardımcı olursanız çok mutlu olurum.Öncelikle bu bölümü okumanın biraz masraflı olduğunu duydum (çizim tabletleri,projeler..)Ailemin gelir düzeyi orta halli.Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?İkinci olarak okurken staj yapmak ya da çalışmak mümkün mü?Cevaplarsanız çok memnun olurum.Teşekkürler
Zeynep selam, gerçekten istiyorsan kazanmanı engel olacak bir şey yok. Ben okurken bu bölümü 2. 3. yılında kazanmış, ya da bizden yaşça çok büyük arkadaşlar vardı. Sorularına gelince; evet, bölüm masraflı bir bölüm… Bolca çizim kağıtları, çizim malzemeleri (cetvel, pergel vb.) boya kalemleri, maket malzemeleri, uykusuz geceler için kahve malzemeleri:) derken bir çok harcaman olacak. Ama bu harcamalar için varlıklı olman şart değil, merak etme devlet üniversitesinde okuyacak isen bölümde çoğu kişi senin şartlarında olacak. Ödeyeceğin para, malzemelerin kalitesiyle orantılı. Ekonomik malzemeler ile bu işi yürütebilirsin, o konuda çok kaygın olmasın. İkinci soruna gelince, merak etme staj yapmadan mezun olamazsın;) Bu bölümü okurken çalışmak ta mümkün ama amacın okulu 4 sene bitirmekse, imkansız diyebilirim. Çünkü endüstriyel tasarım eğitimi oldukça yoğun tempoda geçiyor. Tüm derslerine bile yeterince vakit ayıramayacakken bir de iş engel olacak sana. Okurken çalışanlar bu nedenle projelerini bırakıyor, okullarını uzatıyorlar. Bu dengeyi kurmak sana kalıyor. Sen okumaya başla, kendin zaten hissedersin neyi nasıl yapman gerektiğini. Şimdiden bol şans…
merhaba,ben Endüstri ürünleri tasarımı 4.sınıf öğrençisiyim ama bölümü 2 yıllık bitirip diplomamaı alaçağım okul dönemim boyunca elde edebileçeğim tüm bilgileri elde ettim.bitirme projesini hocam ile polemik yaşadığım için veremedim bu saatten sonrada zaten zor portfolyom var sadece okulda 3Dmax göstermedikleri için onun kursunu almam gerekiyor.iş bulma konusunda sorun yaşar mıyım aldığım eğitim 4 yıllık olmasına rağmen 4 yıllık lisans mezunlarına göre sorun yaşarmıyım. protfolyolarımız aynı edindiğimiz bilgiler aynı ama ben 2 yıllık bitirmek istiyorum bu saatten sonra.iş başvurusunda imza hakkı gibi sıkıntılar olurmu yani ben 4 yıllık lisans öğrençisiyle aynı haklara sahip miyim?
Furkan selam. Kanımca, kurumsal firmada çalışmayacaksan ve akademik kariyer yapmayacaksan, güzel işler çıkardığını düşünüyorsan tabiki de 2 senelik mezun olarak da iş bulman mümkün. Ama dezavantajların çok olur. Neler olur? Bunun için şöyle bir dolaylı yoldan cevap vereceğim sana;
Her yıl piyasanın ihtiyacından fazla sayıda tasarımcı mezun oluyor. Bu demektir ki, işi alabilmek için mücadele edeceğin çok fazla kişi var. Eğer 4 senelik bitirmez de 2 senelik bitirirsen muhtemelen ”benzer kalitede” portfolyoya sahip diğer kişilerin hep 1 adım gerisinde olacaksın. Çünkü aynı paraya 4 yıllık mezun tasarımcı çalıştırmak iş verenler için daha cazip. Aksi halde fiyatını kırmak zorunda kalıcaksın bu da tatsız bir durum. Bu açığı kapamak için ise çoook çoook iyi bir portfolyoya sahip olman lazım. Sahip oldun diyelim, bu sefer de neden 4 senede mezun olma imkanın varken 2 senelik mezun oldun diye soracaklar? Sürekli kendini ifade etmek ve gereksiz yere açıklamalar yapmak zorunda kalacaksın. Anlatabildim mi?
Piyasada çalışmak için tabiki tek başına okul yeterli değil, okuldaki eğitimin üzerinde deneyim eklemek şart. Zaten okul temelini oluşturuyor, üzerine inşayı sen kendi emeklerinle yapıyorsun. İyi okuldan iyi dereceyle mezun olmak, daha çok para kazanmanı sağlamaz belki ama benzer portfolyolar arasından tercih edilmeni sağlıyor olacak. Diğer türlü hiç mi şansın yok? Var, ama dediğim gibi daha fazla çabalaman gerekecektir.
Bu dediklerimi dinlemeyip diğer yolu seçip, yine bile iyi sonuçlar elde edebilirsin. Düşük de olsa bu da imkansız değil. Ama tavsiyem; yolun sonuna gelmişken emeklerini yakmayıp bunu değerlendirmen yönünde olur;)
Merhaba ben bu sene Endüstriyel Tasarım düşünüyorum IZTECH’de.Dilimi çok ilerlettim ve asıl isteğim yurtdışına kapak atabilmek.Ama korkum iş bulma olanakları.Resim çizmeyi çok seviyorum,yaratıcılığıma da keza güveniyorum.Ama sizce keza yurtdışında keza Türkiye ‘de iş bulma olanaklarım nasıl olur ve ortalama yeni mezun olan biri için maaş nasıldır?Kendi tecrübelerinizden anlatabilir misiniz?Teşekkür ederim 🙂
Dilay selam, yurt dışına kapak atabilmenin pek çok yolu var. İlk olarak ‘dil’ mevzusunu halletmiş olman güzel bir avantaj. Gelelim bu kapağı nasıl atacaksın? 1.Adım; Dönem içerisinde gideceğin Erasmus eğitim ve staj programı. Bu hem çevre yapman da hem de firmalara kendini göstermen açısından en temiz adımlardan biri. 2.Adım; Eğitim sonrası yurtdışı yüksek lisans. Bireysel olarak başvuru yapabilirsin ya da 3. adımı uygulayabilirsin. 3.Adım; tasarım yarışmaları ile elde edeceğin dereceler ile kazanabileceğin yurtdışı yüksek lisans bursları. Bu sayede yurtdışına gitmeyi bir şekilde başarmış ve oradaki imkanları zorlama şansına sahip olmuş olacaksın. 4.Adım; diğerlerine göre daha zor ama imkansız değil, bir süre Türkiye de çalıştıktan sonra yurtdışı iş ilanlarını kovalayıp başvuru yaparak şansını deneyeceksin. Ama diğer 3 yol çok daha verimli ve olumlu sonuç alman olası. Bu şekilde yurtdışına çıkmış bir çok tasarımcı var. İş tecrübeleri süreçleri, maaş vs. bilgiler için https://www.karakalem.info/konumuz-endustriyel-tasarim-10-soru-10-tasarimci-bolum-1/ linkine göz atmanı tavsiye ederim. 5 farklı görüş ve tecrübe sana ışık tutacaktır 😉
Öncelikle merhabalar tercih sürecinden geçiyorum ve endüstriyel tasarım düşünüyorum. Ancak çevremde örneklerini bulamadığım için neredeyse kulaktan dolma bilgilerle hareket ediyorum şu anda ve sizden yardım almak istiyorum. ODTÜ’de okumak istiyorum üniversitenin ve kendi çabalarımın büyük bir katkısı olacaktır illaki ancak bu şartlarda dahil iş bulmada ne kadar sıkıntı yaşarım, maaşları konusunda genel olarak daha düşük bütçeler mi sunuluyor ve bu durumdan nasıl kurtulunabilir. Yurt dışına çıkma imkanları ne denli fazladır bilginize danışmak istiyorum teşekkür ederim.
Emre selam, iş bulmada sıkıntı yaşayıp yaşamamam biraz da öğrenim sürecinde ne kadar aktif olduğunla orantılı. Çünkü daha öğrenciyken çevre yapıp çalışacağı sektörü ve firmayı belirleyebilen de var, hocaları tarafından iyi referans gösterilen ve iyi firmalara giren öğrenciler de var. Ama pek çok şeyi düzgün yapıp bir türlü iyi şartlar yakalayamamış kişiler de dolu. Özetle şunu diyebilirim; iyi iş bulmak kolay değil kesinlikle. Başta neden böyle oluyor diyeceksin… Sabret sadece ve kendi gelişimine odaklan. Proaktif bir şekilde çabalayan pek çok kişinin devamında güzel işler yapabildiğini görüyorum. Düşük bütçelerden ise; 1-sabırla, 2-iyi portfolyo ile ve 3-mücadele ile kurtulabilirsin. Mücadeleden kastım, genelde ilk iş düşük maaşla başlar (artık işin doğası haline geldi maalesef, sonuçta işi öğreniyorsun) ama devamında artık fazlasını istediğinde istifa edip yeni işlere geçmen gerekebilir gibi… Yurtdışı imkanları konusunda ise bir üstteki yoruma cevabımda detaylıca açıkladım, orada bulabilirsin. Dilerim keyifli bir eğitim sürecin ve ileride güzel işler ortaya koyabileceğin bir kariyerin olur. Şimdiden başarılar.
merhaba öncelikle çizimim kötü matematik alnında da iyi degilim ama arkadaşlarıma hediyeler yapmaktan ve yaptığım ürünleri ucuza getirmekten büyük sevk alıyorum 🙂 ve yaptığım ürünler de seviliyor. Bide evde eşyalar konusunda bi problem olduğunda ona çözüm bulabiliyorum tabi sadece evdeki eşyalarla sınırlı değil değil genel yaşamımda da oluyor bu durum. Ürünlerde en sevdiğim özellikler dış görüntüsünden sonra tabi 🙂 işe yarayabilirliği ürünlerin farklı özellikleri olması çok hoşuma gidiyor ve inceleme isteği geliyo. Sizce bu meslek benim için uygun mu? ve endişe ettiğim diğer konu şu ki matematik veya fizik ya da geometri konusunda bu bölüm beni çok zorlar mı onu merak ediyorum çizimi bi şekilde halledeceğimi düşünüyorum ama sayısal konular beni çok endişelendiriyor. O yüzde bu konularda fikrinizi merak ettim şimdiden teşekkürler.
Ela selam, açıkladığın şeyler etrafındakileri sorguladığını ve çözüm odaklı yapıcı bir bakış açısıyla birşeyler ortaya çıkarabileceğini gösteriyor. Bunlar güzel şeyler. Önemli tabiki. Bunlarla birlikte eğer ki, bu konu başlığı altında ve üniversite hayatında nelerin beklediği konu başlığındaki yaşanılanlar ilgini çekiyorsa, bu zorluklarla uğraşırım diyebiliyorsan; bu bölüm için neden uygun olmayasın ki derim ben de.:) Çünkü, yeterince istek ve çalışmayla birlikte eksiklerini tamamlayabilecek enerjin hep olur. Ama şu ayrım önemli, bireysel hobi amaçlı bazı nesneler tasarlamak, çizmek başka; üretime ve insan ihtiyaçlarına yönelik üretim teknolojileri bilgisiyle ürünler tasarlamak başka şeyler… Kendine bunu sormalısın; yapmaktan keyif aldığım şeyi, bir çok kısıtlar altında yapmaya çalışmaktan keyif alırım ve çözüm bulabilir miyim?
Merhaba endüstriyel tasarım bölümünde ilk yılımdayım şu an ve doğru alanda mıyım diye çok sorguluyorum önceki bölümlerde belirttiğiniz gibi, ne yapacağım diye düşündükçe belki Ar-Ge daha yönelebileceğim bir alandır şeklinde düşünmeye başladım. Bir şey üretmekten çok geliştirmekte daha iyi olduğumu düşünüyorum. Bu alana yönelmek için kendime nasıl bir şeyler katabilirim bana yön gösterme şansınız var mı? Herhangi bir kurs eklemeli miyim eğitimime, nasıl gelişmeye çalışmalıyım, nasıl araştırmalar yapmalıyım, iş bulmak isterken nerelere nasıl başvurabilirim nasıl staj yapabilirim vesaire pek bilgim olmadığı için aklıma bunlar geliyor sadece. yurt dışında çalışmak istiyordum üstelik hep, her şey daha zor geliyor o yüzden gözüme. konuda bir bilginiz var mı bilmiyorum ama yine de sormak istedim. Eğer yoksa, sizce hiç yaratıcılığım yok gibi hissettiğim ve notlarım hep 65-85 arası dolandığı halde okumaya devam etmem doğru bir karar olabilir mi? Çok kararsızdım ve yazılarınızı okumak tekrar ben buna uygun muyum diye düşünmeme neden oldu, ancak sorularınıza ne tam evet ne tam hayır diyebiliyorum ve yapmak istediğim başka bir şey de yok. Ne yapmalıyım kestiremiyorum…
Elif selam, anladığım kadarıyla bu mesleğin çizim ve form tasarlama yönünden çok araştırma ve sorgulama yönüne ilgi duyuyorsun ve bu alana ağırlık vermek istiyorsun? Yapacağın detaylı araştırmaları, tasarımcı gözünle yorumlayabileceğin ve üzerinde çalıştığın işi geliştirebileceğin bir kaç alandan bahsedebilirim. Aklıma ilk gelen, akademik kariyer. Hem araştırır öğrenir hem de öğrencileri geliştirirsin. Ya da bazı büyük firmalarda Ar-Ge direktörlüklerine bağlı çalışan UX ekipleri (User eXperience) bulunuyor, üzerinde çalışılan ürünün kullanımını geliştirme amaçlı kapsamlı araştırmalar yapan departmandan bahsediyorum. Bu araştırmalarda tasarımcı gözüne ihtiyaç duyuluyor. Ya da doğrudan UX/UI (User eXperience, User Interface) alanı üzerine yönelip, direkt bu birimlerle çalışılan sektörlere yönelebilirsin. Parantez içinde belirttiğim kavramları internette detaylıca bir araştır derim;)
Bu bölümler için, bol bol sistem ve kullanıcı deneyimi üzerine kaynaklar okumalı, ürünler/konsept çalışmalar incelemelisin. kickstarter, bu alan için ilham verici girişimciler ile dolu. yankodesign’ da da pek çok kaynak mevcut. designboom da bunlardan biri. Peki bu çalışma disiplini için kendimi nasıl geliştirebilirim diye soruyorsan, tavsiyem bu alanda çalışan biriyle iletişime geçmen olacaktır. UX/UI üzerine bir çok çalışma yöntemi, kaynak ve sistematik bilgiler mevcut.
Ders notlarının ne olduğuna çok takılma. kaldıki 65-85 umutsuz vaka değil. Ama akademik kariyer düşünüyorsan özellikle yurtdışında yüksek lisans yapmak istersen notlarını artırman gerekecek. Ama meslek hayatında ders notlarının yüksekliği değil, problemleri nasıl gözlemlediğin, onlara nasıl çözüm bulduğun ve kendini nasıl ifade ettiğine bakılıyor. Daha yolun çok başındasın. Bu konuyu hocalarınla da paylaşmalısın. belirttiğim kavramlar üzerine araştırma yap, bu alanda çalışanlar ile iletişime geç ve biraz da akışına bırak;) 10 soru 10 tasarımcı konu başlığında UX/UI üzerine çalışan bir arkadaşımla soru/cevap yapmıştım. Onunla da iletişime geçebilirsin.
Bir de ikinci bir soru daha soracaktım çok uzadığı için ayırmak istedim, bölüme yatkınlığımı arttırmaya çalışıyorum beni bilgilendirebilecek, önerebileceğiniz dergiler, fuarlar, sergiler veya bunları takip edebileceğim bir platform biliyor musunuz? Sadece ETMK’e kaydoldum şu ana dek, başka bölümle alakalı takip edebileceğim neler var bilmiyorum. İngilizce de olabilir sadece bakış açımı genişletebileceğim birkaç yer önerebilir misiniz?
Sanırım bu sorunun cevabını bir önceki yorumunda vermiş bulundum:) Dilerim öğrenim hayatını başarılı bir şekilde tamamlar, güzel işlere imza atarsın.
Merhaba ben Ezgi. Bu bölümü secmeyi düşünüyorum. Ama mezun oldugumuzda is bulma olasılığı nedir ? İtüden mezun olursam issiz kalır mıyım? Sosyal bir bolum mu ? Tek başıma hep çizim mi yapaagim ? Baska nasıl is imkanları var acaba ?
Ezgi merhaba, cevap için sanırım umarım çok geç kalmamışımdır? Sorularına şu şekilde özet cevaplamaya çalışayım; bu bölümden iş bulma olasılığı kolay olduğu gibi oldukça zor da. Ne demek bu? şöyle ki; üniversite hayatını aktif geçirir, stajlar, workshoplar, klüpler vb. aktiviteler ile çevreni genişletir kendi yolunu eğitimin ile birlikte paralel ilerletebilirsen iş bulman kolaylaşacaktır. Belki de daha mezun olmadan işin hazır olacak? Diğer senaryoda ise; ne istediğini bulana kadar ve içine sinen işe girene kadar zorlu bir 1-2 sene yaşayabilirsin. Genelde ilk yıllar pek çoğumuz için sancılıdır ve bunun tüm meslek grupları için geçerli olduğunu unutma. Benzer deneyimdeki örnekleri 10 soru 10 tasarımcı konu başlığında bulabilirsin. İTÜ’den mezun olsan işsiz kalmazsın. Benim görüşüm, bazı şartlarda okul önemli olabilse de iş bulabilmen aslında senin yeteneğin ve ne istediğin ile daha çok alakalı. Yani olay sende bitiyor olacak 😉 Bu bölüm bir çok açıdan oldukça sosyal bir bölüm ve bu bölüm sadece çizim yapmaktan ibaret değil. Tasarlanacak bir ürünün ön araştırması için kullanıcıdan tut üreticiye kadar, mühendislerden pazarlamacılara kadar pek çok kişiyle iletişimde olmanı gerektiriyor. Çünkü yapacağın her çizginin bir nedeni olmalı ve bunları canının isteği ile değil, üretimdeki ve kullanım alanındaki isterlere göre filitreleyerek ortaya çıkarabilirsin. Yeri geldi mi sürekli başkaları ile iletişimde olacağın gibi yeri gelince 1-2 hafta kapanıp ortaya form çıkarmak için kendi kabuğuna çekilebileceğin anlar da olacaktır. Çalışma alanlarına 2. bölümde detaylıca bahsetmiştim. Daha spesifik olabilirsen buna ayrıca cevaplamaya çalışırım.
Bu yıl 12.sınıfa başlıyorum hedefim İTÜ endüstriyel tasarım . Yazınız çok bilgilendirici olmuş teşekkür ederim.
İnternette entasla alakalı pek türkçe kaynak Yok açıkçası:/
Değerli yorumun için teşekkür ederim İrem. Ne mutlu bir faydam olabildiyse, belirttiğin nedenden dolayı bu açığı kendimce beslemeye çalıştım, üzerinde çalışmaya devam ediyorum. İleri ki meslek hayatında şimdiden başarılar dilerim.
Endüstriyel tasarım ODTÜ ve İTÜ için puanım yeterli değil. Ve tercih listemde daha iyi olmayan çoğu yeni açılan dolmamış endüstriyel tasarım bölümlerini yazdım okul veya şehir etkiler mi , gerek iş hayatında gerek tabiki eğitim alanında ne gibi eksikliklerim olabilir? Yazı çok iyi emeğinize sağlık. Teşekkürler.
Selam Esra, üniversitenin adı tabi ki ilk izlenim açısından etkili. Pek çok yer de bu yadsınamaz bir gerçek. Ancak bireysel çaban ve portfolyon daha kalıcı bir etkiye sahip. Adını ilk defa duyduğum pek çok üniversiteden çok başarılı öğrenciler mezun olabiliyor. Ya da tam tersi… Demem o ki, belirttiğin üniversitelerde imkan, eğitim ve bireysel gelişim anlamında fazladan zorluklar yaşayabilirsin. Ama bu kadar… Mezuniyet sonrasında bu durumun meslek hayatına nasıl etki edeceği, kendini nasıl geliştireceğinde ve yeteneğinde bitiyor. Bunun için https://www.karakalem.info/endustriyel-tasarim-ogrencisi-kendisini-nasil-gelistirebilir/ linkindeki yazıyı da dikkatlice okumanı öneririm. Öğrenim ve gelecekteki meslek hayatında şimdiden başarılar dilerim.